Prens geri dönüyor... Ubi Soft tarafından yapılan açıklamayla Prince of Persia serisinin üçüncü oyununun, henüz adı belirlenmemiş olmasına rağmen yolda olduğu duyuruldu. İlk iki oyundaki 3d teknolojisiyle büyük başarı yakalayan Prince, üçüncü oyunda en az bir adım daha ileri gidecek gibi görünüyor zira oluşturulan mekanlar ve eklenen yeni karakterler oyunun tutkunlarını sabırsızlıkla beklemeye yöneltecek derecede başarılı görünüyor.


2005'in ikinci yarısında çıkması planlanan oyunda kahramanımızı hayli enteresan gelişmeler bekliyor... İkinci oyunun ardından sevgilisi Kaileena ile Babil'e dönen Prens, herşeyi güllük gülistanlık bulmayı umarken tam tersine kendini bir savaş ortamı içinde bulur ve daha da kötüsü ülkesi kendisine sırt dönmüştür. Prens'in yakalanmasının ardından Kaileena kendini feda ederek Sands of Time'ı uyandırır... İşte üçüncü oyun burada başlıyor...

Uzun bir bekleyişin ardından, yeni yonga setlerinin de çıkmasıyla AMD'nin Soket 939 yapılı işlemcilerini inceleme fırsatı yakaladık. Bilindiği gibi, orta ve üst sınıfta yeni bir seçenek olarak ortaya çıkan Soket 939 yapılı işlemciler, çift kanallı bellek denetleyicileri ile çoğu kullanıcının yeni sistem hayallerini süslüyor. Serisi içinde giriş, genel değerlendirmede ise orta sınıf bir işlemci olan Athlon 64 3000+'ın fazlasıyla talep gördüğü şu günlerde, bir inceleme ihtiyacının ortaya çıktığını düşündük. İşlemcinin detaylarını ve muadili sayılabilecek işlemcilerle karşılaştırmalarına yer verdiğimiz incelememiz, yeni sistem kurmak isteyenlerin işine yarayacaktır. detaylı bilgi http://www.darkhardware.com/st.php?u=rev...n64-3000-1

NVIDIA'nın bugüne kadar ürettiği en gelişmiş yonga seti ailesi olan nForce4 ile tanışma zamanımız geldi. Uzun bir bekleyişin ardından, detaylı incelemelerimizle en son ürünleri sizlere tanıtmaya devam ediyoruz. Foxconn tarafından üretilen WinFast NF4UK8AA-8EKRS, NVIDIA'nın nForce4 Ultra yonga setine sahip, bol özellikli anakartlardan biri. nForce4 ürün ailesinin en popüler sürümü olan nForce4 Ultra'nın yeteneklerini de açıkladığımız incelememize http://www.darkhardware.com/st.php?u=rev...nf4uk8aa-1 den ulaşabilirsiniz.

ATI'nin geçtiğimiz yıl piyasaya sunduğu R420 grafik işlemcisi ve X800 serisi ekran kartları oldukça ilgi çekmiş ve basında büyük yer almıştı. Firma geçtiğimiz aylarda X800 serisine bir tazeleme yaptı ve bir çok yeni ürün piyasaya sürdü, ama bu ürünler çok fazla ses getirmedi. Buna rağmen, ATI yeni ürün serisinden çok umutlu ve bir önceki R420 grafik işlemcilerini kullanan kartların yavaş yavaş yeni nesil işlemcili kartlara yerlerini bırakmaları bekleniyor. Önümüzdeki haftalarda yeni X700, X800 ve X850 serilerine ait kartlar üzerine bir çok inceleme yayınlayacağız, ama bu incelemelere başlamadan önce yeni nesil ürünler üzerine genel bilgiler vermek istedik.

Tablolar uzun uzun cümlelerden çok daha fazla bilgiyi, daha kolay anlaşılabilir şekilde sunabiliyor, bu yüzden öncelikle yeni ve eski ürünleri bir tabloda bir araya getirelim, sonra da yeni ürünleri birer birer yorumlayalım.

Yeni - eski işlemcileriyle güncel ATI Radeon ekran kartları


Þu anda piyasada bulunabilen güncel ATI ekran kartlarının en önemlilerinin özelliklerini iki tabloda bir araya getirdik. Bu iki tablonun okurlarımıza önemli birer başvuru kaynağı olacaklarını düşünüyoruz.

Radeon X850 ve X800 Serisi Ekran Kartları
X850 XT PE X850 XT X850 Pro X800XL X800 X800XT PE X800 XT X800 Pro
Grafik İşlemcisi R480 R480 R480 R430 R430 R420 R420 / R423 R420
Arabirim PCIe x16 PCIe x16 PCIe x16 PCIe x16 PCIe x16 AGP 8X AGP 8X / PCIe x16 AGP 8X
Üretim Teknolojisi 0.13 Mikron 0.13 Mikron 0.13 Mikron 0.11 Mikron 0.11 Mikron 0.13 Mikron 0.13 Mikron 0.13 Mikron
Transistör Sayısı 160 Milyon 160 Milyon 160 Milyon 160 Milyon 160 Milyon 160 Milyon 160 Milyon 160 Milyon
İşlemci Hızı 540 MHz 520 MHz 520 MHz 400 MHz 400 MHz 520 MHz 500 MHz 475 MHz
Pixel İş Hattı 16 16 12 16 12 16 16 12
Vertex İş Hattı 6 6 6 6 6 6 6 6
Bellek Tipi GDDR3 GDDR3 GDDR3 GDDR3 GDDR3 GDDR3 GDDR3 GDDR3
Bellek Arabirimi 256-bit 256-bit 256-bit 256-bit 256-bit 256-bit 256-bit 256-bit
Bellek Hızı 1180 MHz 1080 MHz 1080 MHz 1000 MHz 700 MHz 1120 MHz 1000 MHz 900 MHz
Bellek Bant Genişliği 37,8 GB/sn 34,6 GB/sn 34,6 GB/sn 32 GB/sn 22,4 GB/sn 35,8 GB/sn 32 GB/sn 28.8 GB/sn
Bellek Büyüklüğü 256 MB 256 MB 256 MB 256 MB 128 / 256 MB 256 MB 256 MB 256 MB
DirectX Desteği DirectX 9 DirectX 9 DirectX 9 DirectX 9 DirectX 9 DirectX 9 DirectX 9 DirectX 9
PixelShader sürümü PS 2.0 Extended PS 2.0 Extended PS 2.0 Extended PS 2.0 Extended PS 2.0 Extended PS 2.0 Extended PS 2.0 Extended PS 2.0 Extended
VertexShader sürümü VS 2.0 VS 2.0 VS 2.0 VS 2.0 VS 2.0 VS 2.0 VS 2.0 VS 2.0
OpenGL sürümü OpenGL 2.0 OpenGL 2.0 OpenGL 2.0 OpenGL 2.0 OpenGL 2.0 OpenGL 2.0 OpenGL 2.0 OpenGL 2.0



Radeon X700, X600 ve X300 Serisi Ekran Kartları
X700 Pro X700 X600 XT X600 Pro X300 X300SE 9800 Pro 9600 XT
Grafik İşlemcisi RV410 RV410 RV380 RV380 RV370 RV370 R350 RV360
Arabirim PCIe x16 PCIe x16 PCIe x16 PCIe x16 PCIe x16 PCIe x16 AGP 8X AGP 8X
Üretim Teknolojisi 0.11 Mikron 0.11 Mikron 0.13 Mikron 0.13 Mikron 0.11 Mikron 0.11 Mikron 0.15 Mikron 0.13 Mikron
Transistör Sayısı 120 Milyon 120 Milyon 75 Milyon 75 Milyon 75 Milyon 75 Milyon 107 Milyon 75 Milyon
İşlemci Hızı 425 MHz 400 MHz 500 MHz 400 MHz 325 MHz 325 MHz 380 MHz 500 MHz
Pixel İş Hattı 8 8 4 4 4 4 8 4
Vertex İş Hattı 6 6 2 2 2 2 4 2
Bellek Tipi GDDR3 GDDR3 DDR DDR DDR DDR DDR / DDR-2 DDR
Bellek Arabirimi 128-bit 128-bit 128-bit 128-bit 128-bit 64-bit 256-bit 128-bit
Bellek Hızı 864 MHz 700 MHz 740 MHz 600 MHz 400 MHz 400 MHz 680 MHz 600 MHz
Bellek Bant Genişliği 13,8 GB/sn 11,2 GB/sn 11,8 GB/sn 9,6 GB/sn 6,4 GB/sn 3,2 GB/sn 21.8 GB/sn 9,6 GB/sn
Bellek Büyüklüğü 128 / 256 MB 128 MB 128 / 256 MB 128 / 256 MB 64 / 128 / 256 MB 64 / 128 MB 128 / 256 MB 128 / 256 MB
DirectX Desteği DirectX 9 DirectX 9 DirectX 9 DirectX 9 DirectX 9 DirectX 9 DirectX 9 DirectX 9
PixelShader sürümü PS 2.0 Extended PS 2.0 Extended PS 2.0 PS 2.0 PS 2.0 PS 2.0 PS 2.0 PS 2.0
VertexShader sürümü VS 2.0 VS 2.0 VS 2.0 VS 2.0 VS 2.0 VS 2.0 VS 2.0 VS 2.0
OpenGL sürümü OpenGL 2.0 OpenGL 2.0 OpenGL 2.0 OpenGL 2.0 OpenGL 2.0 OpenGL 2.0 OpenGL 2.0 OpenGL 2.0

Tabloları gereğinden fazla uzatmamak için halen piyasada bulunsalar da konfigürasyon ve saat hızları bakımından aşırı farklılıklar gösterebilen 9800SE, 9550 ve 9250 serisi kartları tabloya dahil etmedik.

Yeni nesil işlemcilerin ortak özellikleri


ATI'nin X800 serisinden sonra piyasaya sunduğu X700, X850 ve yeni seri X800'lerin tamamı desteklenen standart ve özellikler bakımından birbirlerine çok benziyor. RV410, R420, R423, R430 ve R480 grafik işlemcilerinin ve bu işlemcileri kullanan kartların hepsi DirectX 9'a tam destek sağlıyor, ayrıca OpenGL 2.0 desteği söz konusu. Bu bahsettiğimiz kartlarda Vertex Shader 2.0 standartı desteklenmekte ama Pixel Shader için v2.0b standartı destekleniyor.


Yeni R430 işlemcisinin çekirdeği

Kartlar bunun dışında ATI'nin SmartShader HD, Smoothvision HD, HyperZ HD ve VideoShader HD ismini verdiği teknoloji gruplarını destekliyor. Bu pazarlama etiketlerinin altına bakarsak, özetle SmartShader HD'nin DirectX 9 desteğiyle gelen özellikleri içinde topladığını, SmoothVision HD'nin Anti Aliasing özelliklerini derlediğini ve Normal Map Compression gibi görüntü kalitesini arttıran özellikleri de içine aldığını, HyperZ teknolojisinin Z buffer kullanan derinlik işlemlerini hızlandıran teknolojileri tanımladığını ve VideoShader'in kesintisiz ve kaliteli video gösterimi için kartın 3D özelliklerinden yararlandığını söyleyebiliriz.

X700 Serisi - ATI'nin şanssız çocuğu


RV410 grafik işlemcisini kullanan X700 serisi ATI'nin pek yüzünü güldürmedi açıkçası. ATI bu serinin duyurusu geçtiğimiz Eylül ayında yaptığında, bu yapılanın lafta kalacak bir ürün duyurusu olmadığını ve X700 serisinin çok kısa sürede bol miktarda piyasaya sürüleceğini iddia etmişti. Kesinlikle bu söylenen gerçekleşmedi, X700 piyasaya girmekte aylarca gecikti. Ürünün duyurusunun ardından editörlere yollanan X700 XT kartları tam bir skandala dönüştü, çünkü kartların ciddi bölümünün bozuk olduğu yada sorunlu çalıştığı görüldü. ATI'nin RV410 işlemcisine bir yenileme uygulayacağı ve X700 XT'nin ancak bundan sonra piyasaya sürüleceği iddia edildi, ama bu da gerçekleşmedi. Sonunda sessiz sedasız X700 XT ATI'nin ürün portföyünden kaldırıldı, yerine X700 ve X700 Pro öne çıkartıldı.

X700 XT'nin ortadan kaybolması ATI'yi zorda bıraktı, çünkü firma X700 XT ile bu ürünün direkt rakibi olan GeForce 6600GT'yi ezmeyi planlıyordu, hatta sadece 6600GT'yi geçebilmek için X700 XT'nin saat hızları son anda arttırılmıştı. XT kaybedilince orta düzey kartlarda 6600GT hakimiyetine yol açılmış oldu, çünkü X700 Pro her ne kadar pek ezilmese de 6600GT'yi yakalayamıyor.


PowerColor'un X700 kartında fan yok, sadece pasif soğutma yeterli

X700'e ikinci darbeyse PCI Express veriyoluna sahip anakartların beklendiği kadar hızlı yaygınlaşmaması yüzünden geldi. ATI'nin orijinal planına göre, PCI Express çok hızlı yaygınlaşacak, bu durumda da X700 kolaylıkla 9800 Pro'nun yerine geçecekti. AMD'nin PCI Express veriyoluna çok geç kavuşması ve Intel'in 9xx serisi yonga setinin çok yavaş kabul görmesi bu planları alt üst etti. Üstelik ATI'ye bu noktada da bir 6600GT darbesi geldi, ATI X700'ün AGP sürümünü halen çıkartamamışken NVIDIA kısa sürede 6600 ve 6600GT'nin AGP sürümlerini üretti ve ATI'yi orta-üst düzeyde köşeye sıkıştırdı. AGP cephesinde bugün 6600GT, ATI'nin bir zamanlar inanılmaz miktarda sattığı 9800 Pro'yu kenara atmış durumda ve ATI'nin şu an için 6600GT'ye verecek bir yanıtı yok.

X700 Serisi kartların özellikleri


X800 serisinin aksine, X700 serisi kartların üretimini ATI kendisi yaptırtmıyor, üreticilere grafik işlemcisini satıyor ve herkes kendi kartını kendisi üretiyor. Bu yüzden de her üreticinin X700 kartı farklı görünüm, renk ve soğutucuya sahip. Piyasada Sapphire'in devasa soğutuculu X700 Pro Toxic kartından, PowerColor'un fansız X700 Pro kartına kadar çok farklı X700 kartları bulunuyor. Kartların saat hızlarıysa standart, çünkü ATI artık firmaların kartların saat hızlarıyla oynamasına izin vermiyor. Sapphire Toxic gibi kartlar standart saat hızlarının üzerinde hızlarla sunuluyor ama ancak kart ile gelen özel programcığı yüklerseniz bu hızlara çıkabiliyorsunuz. X700 Pro için standart saat hızları 425MHz işlemci, 864MHz bellek olarak belirlenmiş. X700 sürümündeyse 400MHz işlemci ve 700MHz bellek hızı var. 8 iş hattına sahip olan X700 kartları bu açıdan 9800 Pro'yu andırıyorlar ama 256 değil 128-bit bellek arabirimi taşıdıkları için de bir ayakları hala 9600 serisine basıyor. Performans olarak X700 Pro yeni nesil oyun ve uygulamalarda 9800 Pro'dan yukarıda. X700'lerin tüm sürümleri şu an için sadece PCI Express veriyolunu destekliyor ama AGP'ye takılabilen X700'ler Mart ayında görülebilecek.


Sapphire X700 Pro konusunda işi abartıp böyle bir kart üretmiş

ATI'nin gizli silahları: İki yeni X800


ATI'nin çabalarına rağmen açıkça görülüyor ki R420 grafik işlemcisine sahip olan X800'ler yeteri kadar üretilemedi, fiyat olarak da bir türlü cazip hale gelmediler. Piyasada bol bol sunulacağı ve 9800 Pro'yu unutturacağı söylenen X800 SE'yi aylardır göremedik. En üst düzeydeki X800XT PE ise o kadar az üretilip satışa sunuldu ki bu ürünü sadece test sitelerinde gören kullanıcılar sondaki PE = Platinum Edition ifadesini Press Edition = Basın Sürümü diyerek espri malzemesi haline getirdiler.

Görünen o ki ATI X800 Pro, X800XT ve X800XT PE'den oluşan üç kartı kısa sürede X850 serisinden karşılıklarıyla yenileyecek, böylece hem biraz daha çok üretilebilen bir grafik çekirdeğine geçecek, hem de NVIDIA ile olan performans makasını birazcık daha açacak. Herkesin daha çok ilgisini çeken kartlarsa bunlar değil, X800 ve X800XL ismindeki iki kart.

X800 ve X800XL yeni bir grafik işlemcisine, 0.11 mikron üretim teknolojisiyle üretilen R430 çekirdeğine sahipler. Bu yeni işlemci daha az enerji tüketimi ve daha az sıcaklık anlamına geliyor, tabii 0.11 mikron mimarisiyle birlikte ATI için düşen maliyetler de söz konusu.


PowerColor'un X800 kartı ufak soğutucuyla oldukça alçak gönüllü gözüküyor

Grafik meraklılarının X800XL'i dikkatle izlemelerini öneririz, çünkü ATI'nin ve partner firmaların tüm söylemleri X800XL üzerine yoğunlaşmış durumda. Haksız da değiller, X800XL oldukça iddialı özellikleri uygun fiyat aralığında sunmak iddiasında. X800 ve X800XL kartlarında 256-bit bellek veriyolu ve GDDR3 bellek desteği var. Her iki kart da 400MHz grafik işlemcisi hızına sahip, bellek hızı XL modeli için 1GHz, düz model için 700MHz olarak belirlenmiş. Daha önemli bir fark XL serisinde 16 iş hattı olması, diğer kartta 12 iş hattı var. Diğer teknik özellikler bütünüyle aynı.


ATI'nın referans X800XL kartı X800 Pro serisindeki soğutucuyu taşıyor

X800 ve X800XL PCI Express veriyolunu destekliyor, bu kartların AGP sürümleri konusunda şimdilik bir bilgi yok. X800 kartları çalışabilmek için ek güç bağlantısına gerek duymuyorlar, X800XL'lerdeyse ek güç bağlantısı üreticinin tercihine kalmış. Soğutucular konusunda ATI X800 ve XL konusunda üreticileri serbest bırakmış durumda, hemen her gördüğümüz kart farklı bir soğutucu taşıyor.

X800XL'in performansı X800 Pro ile kafa kafaya durumda, ama ufak bir overclock ile aradaki farkı açmak çok kolay. X800 ise 9800 XT'nin çok üstünde ama X800 Pro'dan aşağıda performans sergiliyor. Açıkçası arada çok büyük fark olmadıkça X800'ün pek tercih edilir yönü yok, X800XL çok daha cazip. Eğer ATI X800XL'in fiyatını 300 doların çok altına indirebilir ve piyasaya bol bol sunarsa, 9800 Pro'nun son 1 yılda yakaladığı mükemmel fiyat/performans oranını yakalayıp X700'ün yaşattığı tatsızlığı unutturabilir.

Yeni amiral gemileri: X850 Serisi


ATI'nin R480 yongasını taşıyan X850 serisini konumlandırmak pek kolay değil. X850XT PE, X850XT ve X850 Pro bir önceki X800 sürümlerinin yerlerine geçiyorlar, yalnız aradaki fark bu kartların tamamının PCI Express destekli olması. R480 yongası eski R420/R423'e göre herhangi bir değişiklik içermiyor. Yonganın üretim sürecinin biraz daha iyileştirdiği ve üretim sürecinde daha az zaiyat verilerek üretildiği tahmin ediliyor ama hala 0.13 mikron üretim teknolojisi kullanılmakta, yani yonga ATI için hala yüksek maliyetli bir yonga. Zaten ilginçtir ki ATI de söylemlerinde X850 serisinden öyle pek fazla bahsetmiyor, hatta X850XT PE'nin çok çok az üretileceğini ve pek kolay satın alınamayacağını açıkça söylüyor.

X850 serisinin bütün kartları ve yeni seri X800'ler aynı baskılı devre kartını kullanıyor. 10 katmanlı bu kart çok az üretim tesisinde üretilebiliyor ve maliyeti yüksek. Üstelik, X850 serisinde kartların grafik işlemci hızını da hafiften yükselten ATI artık ısınma sorunlarıyla tanışmaya başlamış. X850 Pro ve XT için henüz özel bir durum yok ama X850XT PE sürümünde ATI'nin bir aralar dalga geçtiği, GeForce 5950 Ultra'daki soğutucuya çok benzeyen bir soğutucu kullanılıyor. ATI'nin bu yeni soğutucusu iki adet slot işgal ediyor, ağır ve tam hızda çalışırken çok gürültülü.


X850XT PE ve şaşırtıcı büyüklükteki soğutucusu

Tüm X850 kartları 256-bit bellek veriyollarına sahip. XT PE ve XT sürümünde 16 iş hattı, Pro sürümünde 12 iş hattı var. İşlemici hızları iddialı bir düzey olan 500MHz'in üstünde tutulmuş, bellek hızları da XT PE sürümünde 1180MHz'e varıyor. Genel olarak X850 serisinin öyle çok heyecan verici olduklarını söylemek güç.

X850 serisi kartların üretimini ATI kendisi yaptırıyor ve firmalara bitmiş kartları satıyor, bu yüzden üretici firmaların kartları arasında farklılıklar aramak boşuna. Tam olarak kesin bir kural durumunda olmasa da X850 serisindeki kartların hepsinin çift DVI çıkışıyla gelmeleri bekleniyor, dolayısıyla kutularda da çift DVI -> VGA dönüştürücü olacak. Ayrıca X850 serisi kartların tamamında fan hızı yazılım yoluyla kontrol edilebiliyor.

Kısa bir performans karşılaştırması


Bu bahsettiğimiz kartların performansları konusunda genel bir fikir verebilmek için bir kaç kısa test yaptık ve sonuçlarını sunmak istiyoruz. Test sonuçlarını sağlamakta kullanılan tüm kartların ayrıntılı incelemeleri önümüzdeki günlerde sitede yer alacaktır, bu yazının bir ürün inceleme yazısı değil, sadece genel bir teknoloji yazısı olduğunu hatırlatmak isteriz.

Test Sistemi: Pentium 4 3GHz işlemci, ABIT AG8 anakart (915P yonga seti), 1GB Kingston HyperX 433 DDR bellek, Maxtor DiamondMax 8 40GB sabit disk, anakarta entegre AC'97 ses ve FSP 350 Watt güç kaynağı
Kullanılan Sürücü ve Yazılımlar: Windows XP Pro SP2 işletim sistemi, NVIDIA Forceware 67,66 sürücü paketi, ATI Catalyst 5.2 sürücü paketi










Görüldüğü üzere X700 Pro, 6600GT karşısında öyle çok ezilmiyor ama performansı 6600GT'den düşük. X800'ün düz sürümü de 6600GT ile arayı öyle etkileyici düzeyde açamıyor. X800XL'se yüz güldüren performansıyla modern bir üst düzey kartın göstermesi gereken performansı sergiliyor. Üstelik bunu ek güç bağlantısı gerektirmeden ve özel soğutuculara baş vurmadan becerebilmekte. Bu arada, görüldüğü üzere 3DMark2001 SE günler kartları test etmekte anlamını gittikçe yitiriyor ve test paketimizden çıkmak için sinyaller veriyor.

Gelecekte neler var?


ATI'nin yakın gelecekte duyuracağı ürünler hakkında az miktarda da olsa bilgiye sahibiz. Öncelikle, ilk olarak X700'ün RIALTO isimli köprü yongasıyla AGP veriyoluna uyarlanmış sürümünün geleceği biliniyor. Bu sürüm eğer güzel bir fiyat aralığında gelirse 9800 Pro'nun yerine geçebilir, hatta fiyatı düşük tutulursa 9600XT'nin yerine yerleşebilir. AGP konusunda ATI'nin ikinci hamlesiyse X850 serisinin AGP sürümleriyle gelecek. Bu sürümler köprü yongası kullanmayacaklar, direkt AGP destekli olacaklar. ATI'nin üreteceği son AGP destekli kart nesli de herhalde bu R481 işlemcisini taşıyan kartlar olacak.

Yorumlar


Aslında yorumlarımızı yazı içinde yaptık sayılır. X700 bekleneni vermekten uzak, X700 serisini cazip kılacak tek şey fiyatının çok aşağı çekilmesi olabilir, bizce fiyatı ancak 200$'ın aşağısına indiğinde X700 cazip bir seçenek olacak. X800 için de benzer fiyat kaygıları geçerli. Eğer X800'ün fiyatı 6600GT'dan çok yüksek kalmazsa piyasada bir şansı olabilir, ama eğer 6600GT'nin belirgin şekilde üstünde kalırsa NVIDIA'nın harika çocuğu 6600GT karşısında işi zor.

Daha önce söylediğimiz gibi, donanım meraklılarının X800XL'i hedefleyip kilitlenmeleri gerekiyor. X800XL 300$'ın üstünde kaldıkça pek erişilir olmayacak, ama 300$ çizgisinin altına inerse, hele şöyle 250$'a bir yaklaşabilirse işte o zaman harika olacaktır. Fakat üzücü olsa da söyleyelim, 16 iş hatlı ve 256-bit bellek arabirimli bir kartın 300$'ın altına inmesi konusunda çok umutlu olmamak lazım, en azından şimdilik....

Hep aynı şeyi söylüyoruz: İşlemciler ısınmaya devam ettikçe soğutucular ve fanlar da iyice çılgın tasarımlara koşuyor. Bugünkü incelememiz kısa bir çalışma ve CoolerMaster'in kendine özgü yapıya sahip iki fanını tanıtıyoruz. Fanlar dilerseniz işlemcinizi soğutan soğutucunun üstüne takılmaya, dilerseniz kasanızın soğutma kapasitesini arttırmaya uygun.

CoolerMaster Dual Storm (DDF-S81-U1)


İnceleyeceğimiz iki fandan ilki gerçekten çok değişik, farklı bir ürün. CoolerMaster Dual Storm, üst üste takılmış iki fandan oluşan güçlü bir soğutucu. İki fan kullanılması hafiften jet motorlarındaki sıkıştırma mantığına göndermeler yapıyor ve fanın üflediği havanın basıncını arttırıyor.

Mavi rengiyle göz alan Dual Storm'da dediğimiz gibi üst üste iki fan var, üstteki gümüş renkli fan 9.2 cm çapında, alttakiyse 8 cm çapında. İki fanın dönüş hızı da tek bir kontrolden ortak ayarlanıyor ama elinizden bu tür işler geliyorsa aslında iki kontrolü birbirinden ayırabilirsiniz. İki fan tek elektrik beslemesinden güç alıyor ama iki ayrı motora sahipler, yani tek bir motorun çevirdiği iki ayrı pervane değil söz konusu olan.



Üstteki fan 9.2 cm çaplı dedik, CoolerMaster'de bu ürünü 9.2 cm fan diye tanıtıyor ama burada çok önemli bir sorun var. Gerçekten de üstteki fan 9.2 cm çapında, ama alttaki fan 8 cm çapında ve en önemlisi ürünün bağlantı noktaları 8 cm fana göre. Yani bu fan kasanızdaki yada soğutucunuzdaki 8 cm fan yuvalarına oturuyor, 9.2 cm yuvalara uymuyor. Bunun oldukça ciddi miktarda yanlış anlamalara yol açacağını düşünüyoruz açıkçası. CoolerMaster mutlaka ürünün sunum şeklini düzeltmeli ve bu fanın sadece 8 cm'lik yuvalara uyduğunu belirtmeli.

( Bu arada, CoolerMaster'in ürünün özelliklerini sıralarken hava akımı için en yüksek hızdaki değerleri belirtmesi ama gürültü için en düşük hızdaki değeri vermesi de gözümüzden kaçmadı hani... )


Fanın üstten ve alttan görünüşleri

CoolerMaster iki adet fan kullanımının güvenlik bakımından da avantaj sağladığını belirtmiş ama uygulamada bunu dikkate alacak kimse var mı bilemiyoruz. Sonuçta bu ürün kritik görevler yürüten sunucu vs. sistemler için değil, mod meraklıları için tasarlanmış bir ürün.

Dual Storm'un görsel oyunları çarpıcı fan renkleri yada mavi plastik yapısıyla bitmiyor. Ayrıca fanın çerçevesi içinde 4 adet mavi LED var ve bunlar kasanızı aydınlatıyor. Hemen belirtelim ki LED'lerin parlaklığı ucuz fanlardaki gibi fanın dönüş hızına göre değişmiyor, dönüş hızı ne olursa olsun parlaklıkları sabit. Karanlıkta ortaya çıkan görünüm hayli ilgi çekici.


Kasanızın içinde ışıklı bir cisim

Teknik özelliklere gelirsek: 12 Volt gerilimle çalışan ürün en yüksek hızda 0.7 Amper akım çekiyor, güç bağlantısıysa anakarta değil, güç kaynağına yapılacak şekilde tasarlanmış. Anakarta dönüş hızını aktarmak için tek telli kablo mevcut. Fanın dönüş hızı CoolerMaster tarafından 1400-3000 rpm arası olarak belirtilmiş ama biz uygulamada 1500 - 2800 rpm aralığında çalıştığını gördük. En yüksek hızda 41.7 CFM hava akışı sağlanıyor ama bu hızdaki gürültü belirtilmemiş. En düşük hızdaki gürültü 22.6 dBA. Fanlar "Sleeve Bearing" tipindeki rulmanlara sahip, bunun da bilyeli rulmanlardan daha az gürültü ama daha kısa ömür anlamına geldiğini söyleyebiliriz. CoolerMaster ürün için tahmini bir çalışma ömrü belirtmemiş. Fan en geniş noktasında 9.3 cm genişlikte ve toplam 6 cm yükseklikte.

Kullanımda Dual Storm en düşük hızı olan 1500rpm hızında dönerken hafif bir uğultu ve aynı hızdaki 8 cm fandan elde edemeyeceğiniz yoğunlukta bir hava akışı sağlıyor. Dönüş hızını arttırdığınızda ses de artıyor ve 2000rpm'in üzerine çıktığınızda ses çok hissedilir bir noktaya erişiyor. En yüksek hız olan 2800rpm düzeyinde ses rahatsız edici düzeyde ama fanın üflediği hava da o hızda dönen hiç bir 8 yda 9.2cm çaplı fandan elde edemeyeceğiniz kadar güçlü. Bizce ürünün en iyi ses / performans oranı 2000rpm'de elde ediliyor. Daha yüksek hızlarda ses kulak tırmalamaya başlıyor.


Dual Storm kutusu içindeki ürüne göre oldukça büyük

Dual Storm bir fan için fazlasıyla büyük bir kutu içinde geliyor. CoolerMaster güzel bir kutu tasarlamış ama içinde altı üstü bir fan olduğunu düşünürseniz bu dev kutuye ne gerek vardı çözmek zor. Kutudan fan dışında bağlantı vidaları, minik somunlar ve hız kontrolünü monte etmekte kullanacağınız parçalar çıkıyor. Hız kontrol parçasını kasanın arkasına ya da önüne takabilirsiniz, sizin seçiminize kalmış.

9 cm olarak etiketlendiği halde aslen 8 cm yuvalara takılması Dual Storm'u değişik bir konuma oturtuyor. 9.2 cm fan almak isteyenler bu fandan yararlanamayacaklar, bu olumsuz bir yön. Öte taraftan, 8 cm çaplı fanlar için üretilmiş bir soğutucunuz ya da kasanız var ve siz buna biraz doping yapmak istiyorsanız, Dual Storm size 8 cm çaplı bağlama noktasına 9.2 cm çaplı fan takma şansı sunuyor, bu da bazen gerek duyulabilecek bir özellik.

Toparlamak gerekirse, Dual Storm işlevinden çok gösterişiyle öne çıkan bir fan ve kasasının içini rengarenk donatmak isteyenler için uygun bir ürün. Bu fanın soğutma özelliklerinden çok görüntü yönünü dikkate almak gerekiyor, çünkü soğutma konusunda öyle inanılmaz, eşsiz bir kazanç sağlamıyor.


CoolerMaster Dual Storm
Artıları Eksileri
Üretici Firma: CoolerMaster
İthalatçı Firma: Dijital Center , Dijital Trend
İnceleme Tarihi: Mart 2005
İnceleme Tarihinde Fiyatı: 26$+KDV + İlgi çekici tasarım
+ 8 cm fan yuvasıyla kısıtlı olduğunuz
durumlarda size 8 cm fanın sağlayacağından
fazlasını sağlayabiliyor. - Dökümantasyonu yanıltıcı olabilir




--------------------------------------------------------------------------------

CoolerMaster Tri-Blade System Fan (TBF-B12-E1)


CoolerMaster'in pek fazla öne çıkartmadığı ama yapı olarak ilginç ürünlerinden birisi Tri-Blade kasa fanı. Bu fanın 12 cm ve 8 cm çaplı modelleri var, biz 12 cm çaplı olanı inceleme şansı bulduk.


3 kanadıyla değişik bir fan

Hemen farkedeceğiniz gibi fanın sadece 3 kanadı var. Dolayısıyla fanı ilk gördüğünüzde "Acaba helikopter gibi ses çıkarır mı?" diye düşünüyorsunuz, çünkü kanat sayısı az pervaneler genelde daha gürültücü olurlar. Pervanesinde sadece iki kanat (pal) olan UH-1 tipi eski helikopterlerin uçarken çok belirgin bir pat pat pat sesi çıkarttığını belki farketmişsinizdir. Neyse ki korktuğumuz başımıza gelmedi ve Tri-Blade çalıştığında kendimizi helikopterde sanmadık. Aksine fan gayet sessiz sedasız görevini yerine getirmekte.

Tri-Blade fan 120x120x25mm ölçülerinde ve 1300rpm hızında dönüyor, 12cm çaplı bir fan olduğu halde anakartın üzerindeki fan bağlantı noktalarına bağlanabiliyor. Normal çalışma sırasında 0.14 Amper akım çekiyor ki bu güncel bir anakartın kaldırabileceği bir değer. Fan 1300rpm hızında dönerken 31.7 CFM hava akışı sağlıyor ve 19.8 dBA ses çıkartıyor. Fanın motoru bildiğimiz tipte rulmanlara sahip.


Ürünün ufak kutusu ve kutudan çıkan malzemeler

Tri-Blade fanın kutusundan fanı anakart yerine direkt güç kaynağına bağlamak için gerekli kablo ve bağlantı vidaları çıkıyor. Fanın dönüş hızı zaten düşük olduğundan ayrıca hız kontrolü kullanılmamış. Fanla birlikte bir de boyutuna uygun ızgara verilse çok güzel bir hediye olurdu.

Fanın üç kanatlı olmasının performans yada sessizlik yönünden çok önemli bir etkisini belirlemek güç, fark daha çok görsellikte yatıyor diye değerlendiriyoruz. Görüntü olarak sıradan fanlara göre oldukça değişik ve hoş, düşük dönüş hızı sayesinde sessiz olması da cabası. Tri-Blade'in arka tarafına 12 cm'lik fan takılabilen kasalar yada Thermalright XP-120 gibi dev soğutucularla ideal şekilde kullanılabileceğini düşünüyoruz. Düşük devirli 12 cm çaplı fan arayanlar ya da biraz değişik bir şeyler isteyenler bu fanı dikkate

Hep aynı şeyi söylüyoruz: İşlemciler ısınmaya devam ettikçe soğutucular ve fanlar da iyice çılgın tasarımlara koşuyor. Bugünkü incelememiz kısa bir çalışma ve CoolerMaster'in kendine özgü yapıya sahip iki fanını tanıtıyoruz. Fanlar dilerseniz işlemcinizi soğutan soğutucunun üstüne takılmaya, dilerseniz kasanızın soğutma kapasitesini arttırmaya uygun.

CoolerMaster Dual Storm (DDF-S81-U1)


İnceleyeceğimiz iki fandan ilki gerçekten çok değişik, farklı bir ürün. CoolerMaster Dual Storm, üst üste takılmış iki fandan oluşan güçlü bir soğutucu. İki fan kullanılması hafiften jet motorlarındaki sıkıştırma mantığına göndermeler yapıyor ve fanın üflediği havanın basıncını arttırıyor.

Mavi rengiyle göz alan Dual Storm'da dediğimiz gibi üst üste iki fan var, üstteki gümüş renkli fan 9.2 cm çapında, alttakiyse 8 cm çapında. İki fanın dönüş hızı da tek bir kontrolden ortak ayarlanıyor ama elinizden bu tür işler geliyorsa aslında iki kontrolü birbirinden ayırabilirsiniz. İki fan tek elektrik beslemesinden güç alıyor ama iki ayrı motora sahipler, yani tek bir motorun çevirdiği iki ayrı pervane değil söz konusu olan.



Üstteki fan 9.2 cm çaplı dedik, CoolerMaster'de bu ürünü 9.2 cm fan diye tanıtıyor ama burada çok önemli bir sorun var. Gerçekten de üstteki fan 9.2 cm çapında, ama alttaki fan 8 cm çapında ve en önemlisi ürünün bağlantı noktaları 8 cm fana göre. Yani bu fan kasanızdaki yada soğutucunuzdaki 8 cm fan yuvalarına oturuyor, 9.2 cm yuvalara uymuyor. Bunun oldukça ciddi miktarda yanlış anlamalara yol açacağını düşünüyoruz açıkçası. CoolerMaster mutlaka ürünün sunum şeklini düzeltmeli ve bu fanın sadece 8 cm'lik yuvalara uyduğunu belirtmeli.

( Bu arada, CoolerMaster'in ürünün özelliklerini sıralarken hava akımı için en yüksek hızdaki değerleri belirtmesi ama gürültü için en düşük hızdaki değeri vermesi de gözümüzden kaçmadı hani... )


Fanın üstten ve alttan görünüşleri

CoolerMaster iki adet fan kullanımının güvenlik bakımından da avantaj sağladığını belirtmiş ama uygulamada bunu dikkate alacak kimse var mı bilemiyoruz. Sonuçta bu ürün kritik görevler yürüten sunucu vs. sistemler için değil, mod meraklıları için tasarlanmış bir ürün.

Dual Storm'un görsel oyunları çarpıcı fan renkleri yada mavi plastik yapısıyla bitmiyor. Ayrıca fanın çerçevesi içinde 4 adet mavi LED var ve bunlar kasanızı aydınlatıyor. Hemen belirtelim ki LED'lerin parlaklığı ucuz fanlardaki gibi fanın dönüş hızına göre değişmiyor, dönüş hızı ne olursa olsun parlaklıkları sabit. Karanlıkta ortaya çıkan görünüm hayli ilgi çekici.


Kasanızın içinde ışıklı bir cisim

Teknik özelliklere gelirsek: 12 Volt gerilimle çalışan ürün en yüksek hızda 0.7 Amper akım çekiyor, güç bağlantısıysa anakarta değil, güç kaynağına yapılacak şekilde tasarlanmış. Anakarta dönüş hızını aktarmak için tek telli kablo mevcut. Fanın dönüş hızı CoolerMaster tarafından 1400-3000 rpm arası olarak belirtilmiş ama biz uygulamada 1500 - 2800 rpm aralığında çalıştığını gördük. En yüksek hızda 41.7 CFM hava akışı sağlanıyor ama bu hızdaki gürültü belirtilmemiş. En düşük hızdaki gürültü 22.6 dBA. Fanlar "Sleeve Bearing" tipindeki rulmanlara sahip, bunun da bilyeli rulmanlardan daha az gürültü ama daha kısa ömür anlamına geldiğini söyleyebiliriz. CoolerMaster ürün için tahmini bir çalışma ömrü belirtmemiş. Fan en geniş noktasında 9.3 cm genişlikte ve toplam 6 cm yükseklikte.

Kullanımda Dual Storm en düşük hızı olan 1500rpm hızında dönerken hafif bir uğultu ve aynı hızdaki 8 cm fandan elde edemeyeceğiniz yoğunlukta bir hava akışı sağlıyor. Dönüş hızını arttırdığınızda ses de artıyor ve 2000rpm'in üzerine çıktığınızda ses çok hissedilir bir noktaya erişiyor. En yüksek hız olan 2800rpm düzeyinde ses rahatsız edici düzeyde ama fanın üflediği hava da o hızda dönen hiç bir 8 yda 9.2cm çaplı fandan elde edemeyeceğiniz kadar güçlü. Bizce ürünün en iyi ses / performans oranı 2000rpm'de elde ediliyor. Daha yüksek hızlarda ses kulak tırmalamaya başlıyor.


Dual Storm kutusu içindeki ürüne göre oldukça büyük

Dual Storm bir fan için fazlasıyla büyük bir kutu içinde geliyor. CoolerMaster güzel bir kutu tasarlamış ama içinde altı üstü bir fan olduğunu düşünürseniz bu dev kutuye ne gerek vardı çözmek zor. Kutudan fan dışında bağlantı vidaları, minik somunlar ve hız kontrolünü monte etmekte kullanacağınız parçalar çıkıyor. Hız kontrol parçasını kasanın arkasına ya da önüne takabilirsiniz, sizin seçiminize kalmış.

9 cm olarak etiketlendiği halde aslen 8 cm yuvalara takılması Dual Storm'u değişik bir konuma oturtuyor. 9.2 cm fan almak isteyenler bu fandan yararlanamayacaklar, bu olumsuz bir yön. Öte taraftan, 8 cm çaplı fanlar için üretilmiş bir soğutucunuz ya da kasanız var ve siz buna biraz doping yapmak istiyorsanız, Dual Storm size 8 cm çaplı bağlama noktasına 9.2 cm çaplı fan takma şansı sunuyor, bu da bazen gerek duyulabilecek bir özellik.

Toparlamak gerekirse, Dual Storm işlevinden çok gösterişiyle öne çıkan bir fan ve kasasının içini rengarenk donatmak isteyenler için uygun bir ürün. Bu fanın soğutma özelliklerinden çok görüntü yönünü dikkate almak gerekiyor, çünkü soğutma konusunda öyle inanılmaz, eşsiz bir kazanç sağlamıyor.


CoolerMaster Dual Storm
Artıları Eksileri
Üretici Firma: CoolerMaster
İthalatçı Firma: Dijital Center , Dijital Trend
İnceleme Tarihi: Mart 2005
İnceleme Tarihinde Fiyatı: 26$+KDV + İlgi çekici tasarım
+ 8 cm fan yuvasıyla kısıtlı olduğunuz
durumlarda size 8 cm fanın sağlayacağından
fazlasını sağlayabiliyor. - Dökümantasyonu yanıltıcı olabilir




--------------------------------------------------------------------------------

CoolerMaster Tri-Blade System Fan (TBF-B12-E1)


CoolerMaster'in pek fazla öne çıkartmadığı ama yapı olarak ilginç ürünlerinden birisi Tri-Blade kasa fanı. Bu fanın 12 cm ve 8 cm çaplı modelleri var, biz 12 cm çaplı olanı inceleme şansı bulduk.


3 kanadıyla değişik bir fan

Hemen farkedeceğiniz gibi fanın sadece 3 kanadı var. Dolayısıyla fanı ilk gördüğünüzde "Acaba helikopter gibi ses çıkarır mı?" diye düşünüyorsunuz, çünkü kanat sayısı az pervaneler genelde daha gürültücü olurlar. Pervanesinde sadece iki kanat (pal) olan UH-1 tipi eski helikopterlerin uçarken çok belirgin bir pat pat pat sesi çıkarttığını belki farketmişsinizdir. Neyse ki korktuğumuz başımıza gelmedi ve Tri-Blade çalıştığında kendimizi helikopterde sanmadık. Aksine fan gayet sessiz sedasız görevini yerine getirmekte.

Tri-Blade fan 120x120x25mm ölçülerinde ve 1300rpm hızında dönüyor, 12cm çaplı bir fan olduğu halde anakartın üzerindeki fan bağlantı noktalarına bağlanabiliyor. Normal çalışma sırasında 0.14 Amper akım çekiyor ki bu güncel bir anakartın kaldırabileceği bir değer. Fan 1300rpm hızında dönerken 31.7 CFM hava akışı sağlıyor ve 19.8 dBA ses çıkartıyor. Fanın motoru bildiğimiz tipte rulmanlara sahip.


Ürünün ufak kutusu ve kutudan çıkan malzemeler

Tri-Blade fanın kutusundan fanı anakart yerine direkt güç kaynağına bağlamak için gerekli kablo ve bağlantı vidaları çıkıyor. Fanın dönüş hızı zaten düşük olduğundan ayrıca hız kontrolü kullanılmamış. Fanla birlikte bir de boyutuna uygun ızgara verilse çok güzel bir hediye olurdu.

Fanın üç kanatlı olmasının performans yada sessizlik yönünden çok önemli bir etkisini belirlemek güç, fark daha çok görsellikte yatıyor diye değerlendiriyoruz. Görüntü olarak sıradan fanlara göre oldukça değişik ve hoş, düşük dönüş hızı sayesinde sessiz olması da cabası. Tri-Blade'in arka tarafına 12 cm'lik fan takılabilen kasalar yada Thermalright XP-120 gibi dev soğutucularla ideal şekilde kullanılabileceğini düşünüyoruz. Düşük devirli 12 cm çaplı fan arayanlar ya da biraz değişik bir şeyler isteyenler bu fanı dikkate alsın.

CoolerMaster Dual Storm ve Tri-Blade konusunda yorumlarınızı mesaj panomuzda bekliyoruz....

Uçan daireler, yani bilimsel adlariyla UFOlar (Tanimlanamayan Uçan Nesneler), yillarca insanlarin akillarinda bir soru isareti olarak kalmayi basarmislardir. Acaba UFOlar gerçek mi? Yoksa bir takim güçlerin insanlari aldatmak için kullandiklari hayal ürünleri mi?. Bu sorulari yanitlamak gerçekten zor. Ama inkar edilmesi de en az o kadar zor olan bir gerçek var ki; Bu nesneler ister uzayli, ister insan ürünü olsunlar, yillardir semalarimizda dolasiyorlar ve sayisi yüz binlere varan insanlara görünüyorlar.

(Klasik bir UFO resmi)

UFO gördügünü iddia eden insanlarin, çok farki bölgelerde yasamalarina ragmen anlattiklarinin (bazi istisnalar disinda) birbirlerine çok yakin, hatta birebir olmasi. Ufalarin varligini bizlere kanitlayan en büyük delil. Bunun yani sira çekilen binlerce farkli UFO resim ve videolarini hemen her yerde görebilmek mümkün. Bu resimlerin içinde fotomontaj yada firlatilan bir tabak resmi olanlar çogunlukta, fakat açiklamakta güçlük çekilen ve görenleri hayrete düsüren resim ve videolarin sayisi da küçümsenemeyecek boyutlarda. Bu veriler isiginda genel bir tanimla UFOlar "sekil olarak uçan bir fincan tabagini andiran, çevresinde dönen yesil, kirmizi ve mavi isiklar bulunan ayni zamanda müthis bir çeviklige sahip araçlardir". Tabi ki dünyada bu güne kadar görüldügü iddia edilen UFOlar bu tanimla sinirli degil, sadece bir isik yumagi halinde olanlar, puro seklinde olanlar, irili ufakli isiklar halinde olanlar vs.. Tanimlarin bazen farkliliklar göstermesine ragmen genel olarak tanimlanan UFO sekli fincan tabagi seklindeki UFOlardir.

UFOlardan bahsedilince bunlari kullandigi iddia edilen uzaylilara da deginmeden geçmek mümkün degil. Uzayli denildigi zaman ilk akla gelen çizgi filmlerden tanidigimiz antenli ve dünyayi ele geçirmeye çalisan yaratiklardir. UFO tanimlarinin farklilik gösterdigi gibi uzayli tanimlari da farklilik göstermektedir. Bunlardan en çok bilinen ve bir çok bilimkurgu filmine konu olan klasik UFO tiplemesi, "gri renkli, büyük kafali ve uzun parmakli insana benzeyen yaratiktir". Bunun yani sira dis görünüs olarak tam bir insana benzeyen, takim elbiseli ve Günes gözlüklü yaratiklar, küçük,antenli yaratiklar, iri gözlü, yesil yaratiklar vs.. gibi uzayli tanimlari da ileri sürülmektedir.

(Roswell olayinda öldügü iddia edilen uzayliya otopsi yapilirken)


(Roswell olayinda düstügü iddia edilen UFO, yetkililer tarafindan incelenirken)

Binlerce kisinin UFO gördügünü iddia ettigini söyledik, acaba UFOlar ilk olarak ne zaman görülmeye baslandi? Aslinda UFOlarla ilgili hikayeler insanlik tarihi kadar eskidir. Arsivlerde Eski Misir Medeniyeti'ne ve çok daha öncesine dair UFO hikayeleri mevcuttur. Günümüze baktigimiz zaman ise UFOlarin ikinci dünya savasi ve sonrasinda ortaya çiktigini görüyoruz. UFOlarin neden özellikle ikinci dünya savasinda ortaya çiktigina dair bir çok iddia var. UFOLOG'larin açiklamalarina göre Japonya'ya atilan atom bombasinin olusturdugu patlama uzaylilarin dünyaya olan ilgisini arttirdi ve incelemeler yapmak için dünyayi ziyaret etmeye basladilar. Son yillarda UFO gördügünü iddia edenlerin sayisi azalsa da halen bazi UFO ihbarlari var.


UFOlarla ilgili sayisiz olay anlatilmakta, süphesiz ki bunlardan en çok bilinen ve üzerinde en çok durulan UFO vakasi Roswell olayidir. Tarih 8 Temmuz 1947, yer Amerika William Mac Brazel Çiftligi; Çiftligin sahibi o gün çiftlik sinirlari içine düsmüs olan garip bir cisim ve bu cismin içinde bacagi parçalanmis sekilde ölü bir yaratik görür. Çifti olayi hemen askeri yetkililere bildirir. Bu ihbardan hemen sonra Mexico eyaletinde bulunan Roswell Hava Üssü'nden yapilan "bir uçan daire ele geçirilmistir" açiklamasi gündeme bomba gibi düser(Bu açiklama nedeni ile bu olay roswell olayi olarak bilinir). Olay yerine gelen askeri ekipler düsen cismi ve cesedi alarak incelemek üzere götürürler ve bir süre sonra Fort Worth Hava Üssü 'nden baska bir açiklama gelir "Askeri amaçli bir arastirma balonunun parçalari, uçan daire parçalari sanilmistir". Bu iki çeliskili açiklama insanlarin kafasini karistirmistir. O günden sonra bu olay tüm dünyada konusulmaya ve tartisilmaya baslanir. Daha sonraki yillarda bu olayda düsen cismin UFO olduguna dair resim, video ve resmi belgeler ele geçirilse de kesin kanit bulunamaz.

(Roswell olayinda ele geçirildigi iddia edilen uzayli )


(Roswell olayinda ele geçirildigi iddia edilen UFOyla deneme uçusu yapan bir pilot.)
Roswell olayi ve buna benzer bir çok olay insanlarin kafasini karistirmaya yetmistir. Aslinda ilk bakista çok inandirici ve çarpici gelen bu olaylar acaba bir aldatmaca olabilir mi? Bu konu üzerinde fikir yürütenlerin sayisi da en az UFOlarin varligina inananlarin sayisi kadar fazladir. UFOlarin aldatmaca oldugunu savunan arastirmacilarin ileri sürmüs oldugu en büyük teori, A.B.D. yada diger büyük ülkelerin, yapmis oldugu araçlarla diger ülkeler üzerinde casusluk amaçli uçuslar yapip, gizli askeri bilgiler topladigi ve kendilerini gören insanlardan gizlemek için UFO aldatmacasini ortaya sürmüs oldugu iddiasidir. Bu ve buna benzer bir çok teori otaya atilmistir. Bunlarin çogu gerçekten inandirici temellere dayanmaktadir.

UFOlarin sadece bir aldatmaca olduguna dair ileri sürülen iddialardan en çok destek bulan ve kanit içereni; UFOlarin NASA'nin casus uçaklari oldugu iddiasidir. Ortaya atilan ve resmi kanitlara dayandirilan UFO hikayelerinin büyük bir çogunun Amerika topraklari üzerinde olmasi gerçekten süphe uyandirici bir olay, bunun yani sira. UFO görüldügü iddia edilen bölgelere baktigimiz zaman, bu bölgelerin ya çok büyük yeralti zenginlikleri içerdigini yada ülkelerin askeri arastirmalar yaptiklari bölgeler oldugunu görüyoruz. Bu konuyla ilgili sasirtici olaylar bununla da kalmiyor. NASA dünyanin en gizli uzay arastirma merkezidir. Bu merkeze izinsiz bir kibrit çöpü bile sokulup çikartilamazken, nasil oluyor da bu denli gizli bilgiler disari sizabiliyor (Geçmise baktigimiz zaman atom bombasi gibi büyük bir icadinin Ikinci Dünya Savasi'na kadar gizli tutulabildigini görüyoruz). Yetkililer disari sizan bilgileri genel olarak yalanlasalar da hep açik bir kapi, kusku uyandirici bir nokta kalmasina izin veriyorlar. Aslinda gündemi sicak tutmak için ortama sürüldügü sanilan bu resimler, olayla NASA'nin birebir ilgili oldugunun bir kanitlaridir. Bu resimlerle ellerinde radarlara yakalanmayan ve inanilmaz bir hizla manevra yapabilen en az bir araç oldugunu görüyoruz. Buna bagli olarak Geçtigimiz yillarda Amerika Birlesik Devletleri'nin radara yakalanmayan uçak icadini dünyaya açiklamak zorunda kaldigini biliyoruz. Buda bize gösteriyor ki Amerikanin elinde bu teknoloji var, belki de yillar önce vardi?


Yazimizin basinda da degindigimiz gibi, ister uzaydan gelmis olsun, ister insan ürünü olsun UFOlarin varligi inkar edilemez bir gerçek Ve bu gerçek büyük bir rant olusturmus durumda. Bir çok insan UFOlar yoluyla para kazanip hayatini sürdürmeye çalisirken, bir çok insanda hayatini bu olayi aydinlatmaya adamis durumda. UFO hikayeleri insanlik tarihi kadar eski demistik, görünen o ki bu yolla para kazanan insanlar sayesinde bu hikayeler sonsuza kadar yasayacak Biz bu konu ile ilgili bulabildigimiz en ilginç resimler esliginde farkli iddia ve teorileri size anlatmaya çalistik. Bundan sonra yorum sizin.

NASA'nin milyonlarca insanin, kendi sahsi hava tasitlariyla bir yerden bir yere gitmelerine olanak saglayan ve ''Hava Otoyolu'' adi verilen bir bilgisayar sistemi tasarladigi bildirildi.

Amerikan CBS televizyonunda yer alan bir habere göre, 130 milyon dolarlik bir program kapsaminda tasarlanan sistem, hava tasitlarina uçus trafigini düzenleyecek bir bilgisayar sistemi yerlestirilmesini temel aliyor.


Haberde, uydu ve GPRS teknolojilerini kullanan sistem sayesinde pilotlarin, tipki bir video oyunu izler gibi büyük ekranda diger hava tasitlariyla aralarindaki mesafeyi görebilecegi ve gidilecek noktaya kadar diger hava tasitlariyla çarpismanin önlenecegi belirtildi.


Sistemin ulasim araçlari teknolojisi bakimindan yeni bir çigir açacagi belirtilirken,mucitlerin bu altyapiyi kullanacak kisisel hava araçlarini gelistirmeye basladiklari kaydedildi.


Bu mucitlerden birinin bu hafta 500 bin dolarlik Lemelson-MIT ödülünü alacak olan Woody Norris oldugunu belirten CBS, Norris'in AirScooter adi verilen hava tasitinin bu yil içinde satisa sunulacagini bildirdi.


Haberde, 3 bin metre yükseklikte saatte yaklasik 90 kilometre yol alarak, 2 saat uçabilen bu hava tasitinin 50 bin dolara satilacagi, bu araçlarin 120 metre irtifada uçmasi halinde ise pilot lisansi gerektirmedigi ifade edildi.


Uzmanlar hava tasitlarinin 10-15 yil içinde piyasaya sürülecegini belirtirken, bu araçlarin öncelikle ordu, polis ve sinir güvenlik birimleri tarafindan kullanilmasi bekleniyor.

Finanscilar butun gun neyapar ? Merak ediyorsaniz asagidaki link'i
tikladiktan sonra ekranin acilmasini bekleyin,
ekran acilinca da mousu'i saga, sola, yukari ve asagiya dogru
hareket ettirmeniz yeterli olacaktir. :-)

http://www.andyfoulds.co.uk/amusement/economists.htm

George Lucas tarafından da yapılan doğrulamayla Star Wars'a ait iki tv dizisinin yolda olduğu duyuruldu. Bunlardan ilki tamamıyla 3d bir çalışma olacak olup bölüm başına 30 dakikalık bir sürede gösterime sunulacak. Diğeri ise Episode 3 ve 4'e ait zaman aralığında geçen gerçek görüntülerle bezeli bir yapım olacak. Üretime bir yıl içine başlanacağı da gelen haberler arasında.