IoT güvenliğine ihtiyacınız olduğunu mu düşünüyorsunuz? Ağa bağlanan nesne bir hasta monitörü, bir güvenlik kamerası veya bir aydınlatma sistemi olabilir; ağa olan her bağlantı, saldırganlar için potansiyel bir yoldur. Bu, birçokları için oldukça yeni bir kavram, ancak çok gerçek bir problem. HPE Aruba tarafından yapılan araştırmaya katılan 3100 şirketten %84'ü IoT ile ilgili bir güvenlik ihlali yaşadıklarını bildirdi.
Sağlık, kamu, üretim ve perakende gibi sektörlerde, IoT'ye dayanan tam anlamıyla binlerce kullanım örneği var. Her biri, potansiyel olarak farklı bir güvenlik protokolü olan farklı bir aygıt türü ister ve bu da sonsuz tehditler oluşturur.
Onları koruyabilmek için bu cihazları ve bağlandıkları yeri görebilmeliyiz.
Aşağıda, IoT ile ilgili ihlallerin çoğunun yaşandığı sektörlerin bir ‘top 4’ listesi var ve bunların her birinde IoT'nin nasıl kullanıldığı hakkında daha ayrıntılı bilgiler verilmekte. Bu, karşılaştığımız zorluk hakkında bize bir fikir verebilir.
1. Sağlık: %89 oranında IoT ile ilişkili bir güvenlik ihlali yaşanıyor


2019 yılına kadar, sağlık kuruluşlarının %87'si IoT teknolojisini benimsemiş olacak. Hasta monitörleri ve X-ışını / görüntüleme cihazları; konum takibi ve cihazların uzaktan kontrolü gibi servisleri oluşturmak için en çok kullanılan IoT cihazlarından bazılarıdır.
Tıbbi cihazların yerini bilmek hastanın sağlığına büyük katkıda bulunur, ancak güvenlik korkuları bu noktada büyük bir engel oluşturuyor. Sağlık kurumlarının neredeyse yarısı (%49) cihazlarında kötü amaçlı yazılım sorunları olduğunu ve %39’u ise insan hatasının IoT ile ilgili güvenlik ihlaline neden olduğunu bildirmişler.
2. Kamu: %85 oranında IoT ile ilişkili bir güvenlik ihlali yaşanıyor
Hükümetler, bir şehir altyapısına yeni unsurlar eklerken, eski ve yeni teknolojiyi dengelemek zorundadırlar. IoT söz konusu olduğunda, akıllı şehri oluşturmak için eski teknolojiyi güvenli bir ağ ile dengelemek gerekir ve devlet çalışanlarının %49'u bunu belirli bir zorluk olarak görüyorlar. Hükümetler, IoT'nin benimsenmesinde bazı sektörlerden daha gerideler. Kamu görevi yapan BT karar vericilerinin %35'i, liderlerin IoT'yi çok az veya hiç anlamadığını iddia etmekte.
Þehirlerdeki eski teknolojinin sınırlamaları ve IoT’nin uygulanması ile bağlantılı güvenlik riskleri ile birlikte bu anlayış eksikliği, akıllı şehrin genişlemesinin karşısına büyük bir zorluk olarak çıkıyor.
3. İmalat: %82 oranında IoT ile ilişkili bir güvenlik ihlali yaşanıyor
Sanayi sektörü, sistemlerin, süreçlerin ve makinelerin birbirine bağlı kalma gereksinimini anlıyor. Bunun gerçekleşmesi için üreticilerin servisleri mümkün olduğu yerlerde birbirine bağlaması ve otomasyonunu gerçekleştirmesi gerekir, ancak bu iş şu anda daha güvenli bir şekilde yapılabilir. Zaten IoT ile ilgili güvenlik ihlallerinin %50'si kötü amaçlı yazılımlar ile ilgili olarak ,%40'ı ise insan hatası nedeniyle ortaya çıkıyor.
Özellikle üreticilerin, operasyonel riski azaltmak ve işletim altyapılarını korumak için kimyasal sensörler ve toplama sistemleri gibi cihazları ağa bağlama arayışında olmaları ile birlikte, bu kapanması gereken bir boşluktur.
4. Perakende: %76 oranında IoT ile ilişkili bir güvenlik ihlali yaşanıyor
IoT'yi mağazalarında kullanan perakendecilerin yarısından fazlası (yüzde 56) müşteri deneyimini artırmak için kişisel mobil cihazların ağa erişmesine izin veriyor. Konuma dayalı olarak mağaza içi promosyon mesajlarının alınması büyük bir iştir ve IoT bunu sağlayabilir.
Ancak kötü amaçlı yazılım sorunları yüzünden zaten IoT ile ilgili olarak saldırıya maruz kalan, perakendecilerin % 41’ini göz önüne alırsak, tüketicilerin yararları ile ağlarını saldırıdan korumanın arasında bir orta nokta bulmaları gerektiği açıktır.
Toplam ağın görünürlüğü
Bu endüstrilerin tümünde, şirketlerin ağlarına bağlanan cihazlar hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duyduğu açıktır. Ağ yöneticilerinin, her bir cihaza ilişkin olarak politikalar/izinler yaratma yeteneğine sahip olmaları gerekiyor; böylece bir cihaz kötü amaçlı yazılım veya insan hatası nedeniyle ele geçirilirse, bu belirlenebilir ve bu cihaz geniş ağdan çıkarılır.
HPE Aruba Ülke Müdürü Ersin Uyar yakın zamanda, canlı veri analizinin, güvenlik tehdidini derecelendirmek için cihazların ağa hangi saatte ve nereden bağlandığını nasıl gösterdiğini anlattı.
Müşterilerle konuşurken, hangi sektör olursa olsun, onlardan da aynı şeyi duyuyorum. Herkes, güvenli kalırken, ağ yaklaşımı açısından tamamen özelleşmek istiyor.
O noktaya varmak için ağın tamamen görülebilir olması gerekir. Analiz edildiğinde ve erişildiğinde, toplanan bilgiler için farklı kullanıcılara farklı düzeylerde erişim sağlanırken, farklı düzeylerde tehditlere sahip cihazların yerini saptamada ve güvence altına almada daha özelleştirilmiş olanaklara sahip olmanıza da izin verir.
Kurumsal alanda IoT zaten gerçekleşiyor ve tüm sektörlerde kullanımının artması kaçınılmaz. İşletmeler, özellikle var olan çözümlerin IoT’ye yönelik bir tehdit değil aksine onu bir fırsata çevirme olanağı yaratırken, güvenlik tehditlerinin, pazarın önde gelen şirketi ile rakibi olmayan şirketler arasında bir engel oluşturmasına izin vermemeliler.

YouTube Abone Sayacı sayesinde abone artışını anlık olarak gözlemleyebilirsiniz böylece gelişiminizi anında kontrol edersiniz.Ayrıca kanal istatistiklerinede anında ulaşmanız mümkün.Canlı abone sayacı sitemize herkesi bekliyoruz tamamen mobil uyumlu ve reklam barındırmamaktadır.

Canlı Abone Sayacı - YouTube Abone Sayacı

Endüstri uzmanlarından fidye yazılımlarının potansiyel tehlikesi ile ilgili olarak çok uyarı duyduk, ancak birkaç nedenden dolayı uyarıların çoğu önemsenmedi. Belki de gerçekleşebileceği ya da en azından başınıza gelebileceği tahmin edilmedi – veya belki de sürekli tehditlere maruz kaldıysanız bu, duyularınızın fidye yazılımının organizasyonunuz açısından yaratacağı gerçek riski algılamanızı engellemiştir. Evet, geçtiğimiz Cuma günü (12 Mayıs), 'potansiyel' tehditler gerçeğe dönüştü. Umarım bu saldırılardan etkilenmeyen şanslılardan olursunuz; bu, şimdiye kadar dünya çapında gördüğümüz en büyük siber saldırı idi, 100'den fazla ülkedeki işletmeleri etkiledi.
Endüstrinizin bu 'Wanna Cry' olayından etkilenmediğini mi düşünüyorsunuz?
Bu saldırı, kamu hizmetlerini, devletleri ve ticari işletmeleri vururken tekrar düşünün - birçok kişi "Benim işim gerçekten korunuyor mu" diye soruyor?
Bu tarihi saldırıyla ilgili tüm detaylara henüz sahip değiliz, ancak fidye yazılımı saldırılarının genellikle uç noktalardan kaynaklandığını biliyoruz, bunların arasında masaüstü bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar, akıllı telefonlar, tabletler veya kenar bilgi işlem kaynakları da var. Bunun bir nedeni veya başka nedenleri olsa da, bunlar, kuruluşunuzun geri kalanı ile aynı güvenlik güncelleştirmelerini ve denetimini sağlamamış olabilirler.
Bu olay kesinlikle yaşadığımız dünyanın gerçekliğini somutlaştırıyor. Saldırı aldığınızda, yalnızca iki seçeneğiniz bulunuyor: ödeme yapın (bütçenizde Bitcoin'e bir kalem olarak yer açın) veya veri kurtarma planınızı uygulayın - ve bunu HIZLI yapın. Bir veri kurtarma planına sahip olmak her zaman bir zorunluluktur, fakat bir zamanlar yeterince iyi olan bir şey, şimdi bu yeni gerçeklikte mağdur olmanıza izin verebilir. Günümüz dünyasında, fidye yazılımı saldırılarının kapsamı ve karmaşıklığı artmaya devam ediyor.
Birçok kuruluş için – bazıları muhtemelen size çok benziyordur - bu karmaşa şu gerçekle birlikte artmış durumdadır. Önemli ticari uygulamalarınızın birçoğu, potansiyel saldırının yayılmasını durdurmak için gerekli güvenlik güncelleştirmelerinden yoksun, eski, bazen desteklenmeyen ve yamanmayan işletim sistemleri üzerinde çalışıyor olabilir. Bundan dolayı, yalnızca temel kurumsal, özel ve herkese açık bulut ortamlarınızı değil, aynı zamanda Uçnokta Korumasını da kapsayan bir Data Platform'a ihtiyacınız var. Veri kurtarmayı hızlı bir şekilde gerçekleştirmeyi garantilemek için, ancak tüm bu ortamların sabit, güncel kopyalarını saklayabilen biri, felaketle baş edebilir.
Dünyadaki şirketler ile çalışarak edindiğimiz deneyimlerimize dayanarak, fidye saldırılarından korunmak ve kurtulmak için gerçekleştirebileceğimiz en iyi önlemlerin bir listesini oluşturduk.

1. Veri ihtiyaçlarınızın tümünü kapsayan bir program geliştirin. Kritik verilerinizin nerede saklandığını belirlemeli, verileri işlemek için kullanılan iş akışlarını ve sistemleri belirlemeli, veri risklerini değerlendirmeli, güvenlik kontrollerini uygulamalı ve gelişen tehditler için planlama yapmalısınız. Korunmasız kalırlarsa, kurtarılamazlar.
   
2. Denenmiş veri koruma teknolojilerini kullanın. Olası saldırıları algılayan ve bildiren, dış CERT gruplarını kullanan, kötü amaçlı yazılımların bulaşmasını belirleyen ve önleyen, sistem ve konfigürasyonların bir "ALTIN" görüntüsünü saklayan, kapsamlı bir yedekleme stratejisi uygulayan ve etkinliği izlemek için bir araç sağlayan çözümlere ihtiyacınız var.
   
3. Yedekleme ve Veri Kurtarma süreçlerini kullanın. Yalnızca anlık görüntülere veya kopya yedeklemesine güvenmeyin. Yedekleme işlemi, verileriniz bir fidye yazılımı saldırısının ulaşamayacağı güvenli bir şekilde depolanmazsa, kolayca şifrelenebilir ve bozulabilir. İşleminiz veya tedarikçileriniz, verilerinizi depolamanın doğru bir yolunu sağlayan bir fidye yazılımı koruması sunmuyorsa, o zaman yedekleme planınız büyük bir risk altındadır!
   
4. Çalışanlarınızı, fidye yazılımının tehlikelerine karşı ve uç noktaların güvenliğinin nasıl sağlanacağına ilişkin olarak eğitin. Bilgi Güvenliği Programınızın içine uç nokta verilerinin korunmasını da dahil etmek için, tüm veri kurtarma ve veri güvenliğinin en iyi uygulamaları üzerine personelinizi eğitin. Çoğu güvenlik ihlali, basit hatalar yapan iyi insanlardan kaynaklanır.
   

Windows yüksek kapasite (3TB veya üstü) disklerde diski 2TB olarak parçalar halinde görüyorsa bölümü GPT ye dönüştürerek sorunu çözebilirsiniz. Windows 8.1 veya Windows 10 GPT destekliyor ancak windows 7 de bu mümkün olamayabilir.


Windows Disk Yönetimi ekranından diskin yapısını aşağıdaki görseldeki şekilde GPT olarak değiştirebilirsiniz.

Gece Fotoğrafı Nedir? Nasıl Çekilir?

[FONT=&amp]Manzaradan yapı fotoğrafçılığına kadar pek çok alanda özellikle gece vaktinde çekilmiş fotoğrafların daha güzel olduğu fikri hemen hemen her fotoğrafçı tarafından kabul edilmiş olan bir uzlaşma noktası olmuştur. Gece vaktinde ışığın az olduğu ortamlarda görüntüyü en temiz şekilde alabilmenin belirli oranda teknik anlamdaki yeterliliğe de işaret etmesinden dolayı böyle bir yargılamanın ortaya çıkması mümkün olabiliyor. Ancak gece fotoğrafları fotoğraf makinelerinde her ne kadar otomatik mod’lar eskisine oranla artık çok daha başarılı sonuçlar veriyor olsa da kolaylıkla elde edilebilen fotoğraflar değildir. Gece fotoğraflarının çekimi sırasında fotoğrafı çeken kişinin diyafram, perde gibi konulara son derece hakim olması gerekiyor.[/FONT]
[FONT=&amp][/FONT]
Gece Fotoğrafları Ne Zaman Neyle Çekilmelidir?

[FONT=&amp]Bir fotoğrafçı için hakkında bilgi sahibi olunması gereken en önemli konuların başında fotoğraf çekiminin ne zaman yapılacağı gelmektedir. Bu konuda gece fotoğraflarını çekmek isteyenlerin özellikle ışık yeterliliği konusunda yaşadıkları problemlerin önüne geçmek için gecenin farklı vakitlerinden hangisinde daha iyi bir sonuç alacağını bilmesi gerekiyor. Burada bilinmesi gereken en temel bilgi tam bir karanlığın ortaya çıkmadan önce gece fotoğraf çekimi yapmak için uygun ortamı oluşturabilecek zamanların meydana gelmesidir. Bu vakitler güneşin batmasını takip eden yarım saat ile bir saatlik süreler olabilir. Bununla birlikte yine benzer ışık oranlarının elde edilebileceği gün doğumundan hemen önceki saatler de gece fotoğraflarının çekimi için en ideal zamanlardan olmaktadır.[/FONT]
[FONT=&amp][/FONT]
Gece Fotoğraflarının Çekiminde Uygulanabilecek Teknikler

[FONT=&amp]Işığın yetersiz olduğu her alan yapıldığı gibi gece fotoğraflarının çekimi sırasında da görüntülerin daha temiz bir şekilde yansıması için mutlaka uzun pozlama yapılmalıdır. Burada deneme yanılma yöntemini kullanmak dışında kişilerin nasıl hareket ettiklerini gösteren daha başarılı bir gösterge bulunmamaktadır. Uzun pozlama sırasında fotoğraf makinesinin belirli sürelerle sabit tutulması gerektiği için bir tripod aracılığıyla fotoğraf makinesinin sabitlenmesi yerinde olacaktır. Uzun pozlama yapıldığı durumlarda gece fotoğrafı olmasına rağmen kişiler pozlamanın avantajını kullanıp ISO değerlerini de düşürebilirler. Bu fotoğraftaki gürültünün de azalmasına yardımcı olacaktır. Hareketli nesneler söz konusu olduğunda bu iki ayarı ideal konumuna getirmek için daha öncesinde deneme yanılma yöntemiyle doğru ayarlar bulunmalıdır.[/FONT]
[FONT=&amp][/FONT]
Gece Fotoğraf Çekim Teknikleri

[FONT=&amp]Gece fotoğrafları çekmek dikkat ve sabır gerektiren bir alandır, sabrınız ile çok güzel fotoğraflar çekmeniz mümkündür.[/FONT]
[FONT=&amp]Maddeler halinde gece fotoğraf çekim teknikleri:[/FONT]

1. Öncelikle gece fotoğraf çekimi yapacağımız alanı belirleyelim.
   
2. Gerekli olan ekipmanlar, Tripot ve bir adet fotoğraf makinesi. (fotoğraf makinemiz için varsa uzaktan kumanda veya kablolu kumanda)
   
3. Tripot kurulumunu yaptıktan sonra fotoğraf makinemizi tripot’un üzerine sabitleyelim. (Çekeceğiniz fotoğrafa göre dikkat etmeniz gereken konu çok yakınından her hangi bir nesnenin geçmemesi ve fotoğraf makinemizin kensinlikle titrememesi, mümkünse deklanşör veya kumandaya bastıktan sonra çekim bitene kadar tripot ve makineye dokunmayın.)
   
4. Fotoğraf makinemizi M: (Manuel) moduna alalım, f: diyafram ayarlarımızı yapalım, genelde f 8 – 22 arası olmaktadır.
   
5. ISO: ISO değerlerini mümkün olan en düşük değere getirelim, sebebi ise fotoğraftaki gürültüyü azaltmak ve gündüz çekilen fotoğraflar kadar net ve keskin fotoğraflar elde edebilmek için.
   
6. Enstantane ayarlarını yapalım, diyafram ayarımıza göre genelde 8-30 arasında olmaktadır, deneme yanılma yöntemini kullanarak doğru fotoğrafı elde edeceğiniz ayarları bulabilirsiniz.
   isterseniz BULB modunuda kullanabilirsiniz seçim size kalmış “BULB modu nedir, nasıl kullanılır?” makalemizden detaylara ulaşabilirsiniz.
   
7. tüm ayarlamaları yaptıktan sonra son olarak deklanşöre basmak kalıyor fakat öncesinde zamanlayıcı açıp 2 saniye olarak ayarlamanız gerekmekte çünkü deklanşöre basarken bile makineniz titreyecektir bu titreşimleri önlemek için zamanlayıcı 2 saniye idealdir, deklanşöre basın 2 saniye sonra çekim başlayacaktır.
   kumandanız varsa zamanlayıcıyı kullanmanıza gerek yoktur.
   

[FONT=&amp]
[/FONT]

 Her aşamada yapılabilen mobil düzenleme
 100 % Duyarlı Tasarım Þablonları
 Merkezi web sitesi istatistiği ile kapsamlı ön panel
Berlin, 03.05.2017
STRATO, CM4all ile ortaklaşa olarak müşterilerden gelen spesifik özellik talepleri doğrultusunda, Hazır Websitesi ürünü üzerinde yeniden çalıştı. Yeni sürüm, ürün lans-man tarihi olan 2014 yılından bu yana yapılan en büyük günceleme olma özelliğini taşıyor. Yeni sürüm; mobil editör, % 100 duyarlı şablonlar ve izleme fonksiyonlu ön pa-nel gibi özellikler sunuyor. Aynı zamanda tamamen yenilenmiş tasarımlar ve yeni fo-toğraf widget'ları da mevcut bulunuyor.
"STRATO Hazır Websitesi’nin yeni sürümü, deneyimsiz kullanıcıların bile sadece birkaç adımda kendi internet sitelerini oluşturabilmesine imkan sağlayan ileri düzeyde gelişti-rilmiş, çok başarılı bir üründür" diyen STRATO CEO’su Dr. Christian Böing, "Yeni sürüm için müşterilerimizden geri bildirimler toplayarak, bu doğrultuda müşterilerimizin önce-likli ve temel dileklerinin yerine getirilmesi için büyük bir titizlikle çalıştık " diyerek sözlerine devam ediyor.
Bir bakışta öne çıkan yenilikler:
Mobil editör: internet sitenizi istediğiniz her an ve her yerde düzenleyin
Mobil editör sayesinde kullanıcılar ana sayflarını her an ve her yerde, ister akıllı telefon, ister tablet veya isterlerse dizüstü bilgisayarı üzerinden, düzenleyebilir ve yeni içerikler ekleyebilirler. Örneğin, yolda giderken diledikleri bir fotoğrafı Editör aracılığıyla akıllı telefonları üzerinden sitelerine yükleyebilirler. Ayrıca metin düzenlemelerinde, duyarlı metin editörü, cihazın tam ekran genişliğini kullanır. Þeffaf renk nüansları gibi daha bireysel tasarım seçenekleri de kullanıcı, anasayfası üzerinde çalışırken ayarlanabilir.
KURUMSAL STRATO AG Pascalstraße 10 10587 Berlin http://www.strato.com.tr DENETİM KURULU René Obermann (Başkan) YÖNETİM KURULU Dr. Christian Böing (Başkan) Christoph Steffens René Wienholtz ÞİRKET ANA MERKEZ Berlin ÞİRKETLER MUKAYYİDİ Berlin-Charlottenburg HRB 79450 BANKA BİLGİLERİ Commerzbank Bonn BIC COBADEFFXXX IBAN DE53 3804 0007 0100 6790 00 UST-ID-NR. DE 211 045 709
% 100 duyarlı web siteleri: tüm cihazlarda doğru gösterim
STRATO Hazır Websitesi tüm tasarımları, duyarlı web tasarımlarına dönüştürülebilir. Masaüstü bilgisayar, dizüstü bilgisayar, tablet veya akıllı telefon: kullanıcıların web projelerinde kullandıkları her tasarım otomatik olarak istenilen cihaza adapte edilebilir. STRATO Hazır Websitesi, kullanıcıların sektörlerine ve konularına özgü farklı tasarımlar sunuyor. STRATO Hazır Websitesi şirketlere, kulüplere ya da etkinliklere en iyi şekilde uyabilecek, özgürce özelleştirilebilecek kaliteli tasarımlar sunmayı amaçlıyor.
Mobil Ön Panel: bir bakışta en önemli site istatistikleri
Başarılı bir web projesi için web sitesi sahiplerinin, ziyaretçilerinin davranışlarını bilmesi gerekiyor. Yeni yönetim arayüzü (ön panel) bir bakışta kullanıcılara web sayfalarının ne kadar görüntülenme aldığını ve tekil ziyaretçi sayısını gösteriyor. Aynı zamanda, ön panel ziyareçilerin nereden geldiğini (doğrudan arama, arama motoru üzerinden, vb) belirleyebilir. Buna ek olarak, kullanıcılar farklı iletişim widget’ları üzerinden gönderilen mesajları görebilir. Ön Panel, mobil düzenleyicinin bir parçası olduğu için, kullanıcılar akıllı telefon ya da tablet üzerinden de rahatça kontrol edilebilirler.
“Material Design” Masaüstü sürümü: kullanım kolaylığı odaklı
STRATO ve partneri CM4all ortaklaşa olarak çok iyi bilinen kullanıcı arayüzleri üzerinde yeniden çalıştı. STRATO Hazır Websitesi şimdi Google'ın kanıtlanmış ürünü Material Design’ı kullanıyor. Bu, tüm işlemlerin daha sezgisel ve menüler arasında gezinmenin daha kolay olmasını sağlıyor.
Yeni Fotoğraf Widget‘ları: yaratıcı ve çeşitli görünüm
Yeni fotoğraf widget'ları sayesinde kolay kullanımlı ve sezgisel tasarımlar oluşturulabilir. Kullanıcıların artık sayfalarında farklı fotoğraflar yayınlamak için daha fazla imkanları var. Ziyaretçilerin her fotoğrafı tek tek görebileceği özellikte bir fotoğraf kolajını, "Photo Grid" sadece tek tık ile Raster-Optik’te oluşturabilir.
Buna ek olarak, fotoğraf albümü için yeni bir Widget: fotoğraflar ister yüksek, kare, pasaport fotoğrafı formatında, yuvarlak çerçeveli veya ister polaroid olsun, kullanıcılar albümlerindeki fotoğraflarının hangi biçim ve boyutla görüntüleneceğine kendileri karar verebiliyorlar.
STRATO, müşterilerinden geri bildirim toplamaya ve Hazır Websitesi ürününü geliştirmeye devam ediyor
STRATO, müşterilerinin gereksinimleri doğrultusunda sürekli olarak geliştirdiği Hazır Websitesi’nin yeni sürümünü lanse etti. Bu kapsamda, ana menüye geri bildirim butonu eklendi ve buradan müşteriler STRATO’ya direkt olarak ürün ile ilgili geri bildirim gönderebiliyorlar. Hedef, STRATO ve CM4all'ın uzun vadede müşterileri lehine ürünü iyileştirmeye ve geliştirmeye devam edebilmesi.
STRATO Hakkında
STRATO, en iyi fiyat-performans dengesine sahip hosting sağlayıcısıdır. Dünya çapındaki en büyük hosting şirketlerinden biri olan STRATO, profesyonel kaliteyi rekabetçi bir fiyata sunmaktadır. Ürün yelpazesi; alan adları, e-mail, hazır websitesi çevrimiçi depolama alanları ve sunucuları içermektedir. STRATO, dört milyonun üzerinde alan adı ve 60.000 sunucu barındırmakta ve TÜV sertifikalı iki bilgi-işlem merkezi işletmektedir. STRATO, 1997 yılında kurulmuştur ve bugün Almanya’nın iki farklı noktasında, 500‘den fazla çalışana istihdam sağlamaktadır.
Basın iletişim
STRATO AG, Pascalstraße 10, 10587 Berlin, press@strato.com, http://www.strato.com/tr_tr/basın_odası

200 TB’lık uygulama, mobil, sanal ortam verisi ve postalama sitemi arşivi, Commvault yönetimi altında

Arşivleme çözümü, kurumsal MS Exchange ortamlarındaki veri hacmini %50’ye kadar azaltıyor


Varşova, Polonya ve Tinton Falls, Nisan 2017 – Kurumsal veri yedekleme, kurtarma, arşivleme ve bulut alanında global bir lider olan Commvault, Avrupa’nın en büyük doğalgaz arama, üretim ve dağıtım gruplarından biri olan Polskie Górnictwo Naftowe i Gazownictwo SA (PGNiG)’in, iş risklerini azaltırken uçtan uca veri yönetimini sağlamak, maliyet verimliliğini ve erişimi iyileştirmek için Commvault Data Platform’u kurduğunu duyurdu. Commvault çözümü, şirketin iş kritik veri üretiminin ve veri yedekleme ortamlarının tümünü yönetecek.

Varşova Menkul Kıymetler Borsası’nın (WIG 20) önemli ulusal şirketlerinden biri olan PGNiG'nin verileri son derece hassas, bu yüzden ciddi bir güvenlik ve mevzuata uyum prosedürleri gerektiriyor. Avrupa Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) gibi ek bölgesel düzenlemeler nedeniyle PGNiG, son derece ayrıntılı veri sınıflandırması, erişim yönetimi ve sahip olunan verilerin tiplerini belirten raporlamaya ihtiyaç duyuyor. Bu unsurlar, kurtarma süreleri veya olası veri kaybı miktarı konusunda sürdürülmesi gereken uyumluluk gereksinimlerini belirliyor. Aynı zamanda, tek bir yedekleme alanının parçası olarak şirketin beş bölümü için merkezi bir veri koruma sistemi gerekiyordu.

Üç aşamalı kurulum başlangıçta, uygulama güvenliğine genişletilmeden önce, sanal ortamların, mobil cihazların ve e-posta arşivlemesinin korunmasını, özel mobil cihaz güvenliğini, bölümler için veri korumasını ve MS Exchange posta sisteminin, günlük kaydı, tam metin veri endekslemesi ve güvenlik ekipleri için bir kontrol panosu gibi uyumluluk unsurlarıyla genişletilmesini içeriyordu. Bu özellikler, mevzuata uyum sağlamanın garantilenmesine, denetim süreçlerinin hızlanmasına ve yasal el koyma işlemlerinin başlatılmasına izin vermeye yardım ediyor.

PGNiG’de daha önce, çok farklı çözümler birbirine paralel olarak kullanılmışlar. Commvault kurulumundan sonra, yedeklenmiş veriler kesin olarak tanımlanmış beş katmana ayrılıyorlar. Alt tabakalarda sınıflandırılan veriler, ayrı tutma ve yedekleme kılavuzları ile birlikte farklı RTO'lar ve RPO'lar ile güvenceye alındılar.

Commvault çözümü, sanal ortamların, iş istasyonlarının ve MS Exchange postalama sistemi yedeklerinin tümünün tam korumasını sağlayarak iş riskini en aza indirdi. Oracle sunucular ve Exadata depolaması için posta sistemi arşivlemesi ve uygulama korumasına ek olarak kurulum, 500 kadar uç noktayı kapsayacak. Commvault koruması toplamda yaklaşık 200 TB’lık bir veri hacmini kapsıyor, buna sanal bir ortamdaki 90 TB’lık veriler, 75 TB’lık uygulama verileri, postalama sisteminin parçası olarak 25 TB’lık veri ve mobil cihazlardan gelen 15 TB’lık bir veri grubu da dahil.

PGNiG SA’in BT Altyapı Direktörü Przemysław Wesołowski, “Commvault’un şirketimizin veri yönetimi ve bilgi alanlarındaki durumunu değerlendirmesinin bir parçası olarak, şirket tarafından düzenlenen bir dönüşüm atölyesi boyunca Commvault Platform’un tüm potansiyelini keşfettik. Atölye çalışmaları, mevzuata uyumluluk açısından daha yüksek hız ve doğruluk sağlamanın yanı sıra farklı veri setlerini yöneticilerimiz için daha hızlı ve kolay bir şekilde görsel hale getirerek, bize daha fazla rekabet avantajı sağlayacak tavsiyelerle sonuçlandı. Bu, kurumumuz bu kadar çok ticari açıdan hassas verilere sahipken ve GSYİH'ya ilişkin mevzuat şartlarının 2018 yılında yürürlüğe girecek olması nedeniyle kritik bir noktaydı” dedi.

PGNiG’nin posta sisteminin arşivlenmesi, MS Exchange’de yönetilen veri hacminin %50-60 kadar azaltılmasını da mümkün kılacak. İşlem, ilgili yedekleme pencerelerini kısaltacak ve lisans maliyetlerini önemli ölçüde azaltacaktır. Posta sistemi veya yapısal olmayan dosyalar gibi daha az ticari önem taşıyan verilerin yedekleri CommVault Platform arşiv sistemine aktarılacak, böylece yedek arşivine tam erişim sağlanırken maliyetler de düşürülecek. Gelecekte, yedekleme için bir veri kopyalama sisteminin yanı sıra en kritik verileri de destekleyecek bir felaketten kurtarma merkezi kurulacak.

Commvault Merkezi Doğu EMEA Bölge Başkan Yardımcısı Agnieszka May-Sadowska da,“Polonya'da PGNiG gibi büyük çokuluslu kuruluşların rekabet avantajı ve mevzuata uyum güvencesi sağlamak için çözümlerimizi kullanmalarını görmekten dolayı çok mutluyuz. Hızlı veri büyümesi ve hızla değişen iş ve teknoloji koşulları ile karşı karşıya olan kuruluşlar, maliyetli yatırımlar yapmadan kesintisiz altyapı geliştirme gereksinimi duyuyorlar. Commvault Data Platform, mevcut donanım altyapısının veya yeni bulut yatırımlarının herhangi bir kombinasyonunu kullanarak esneklik, ölçeklenebilirlik ve iş değeri sağlar” dedi.

PGNiG SA Hakkında
Polish Oil and Gas Company (PGNiG), Polonya doğal gaz pazarının lideri. Hisseleri Varşova Borsası’nda işlem gören şirketin ana işi, doğal gaz ve ham petrol alanlarını bulmak ve üretim yapmak. Gaz ve sıvı yakıt ihracatı, depolaması, satışı ve dağıtımını yapan şirketleri var. Ayrıca ısı ve elektrik üretiyorlar. PGNiG’nin 30 kadar şirkette hissesi var, bunların arasında fiziksel jeofizik, sondaj ve bakım servisi veren kurumlar da var. PGNiG, Norveç Kıta Sahanlığı'nda ve Pakistan'da arama ve üretim ruhsatlarına sahip. Norveç Denizi'ndeki keşif ve üretim faaliyeti, PGNiG Upstream Norway tarafından gerçekleştirilmektedir. Münih merkezli PGNiG Supply & Trading, Batı Avrupa'da gaz ticareti yapıyor.

Commvault Hakkında
Commvault, veri koruma ve bilgi yönetimi çözümlerinde lider bir tedarikçidir, dünya çapında şirketlerin daha fazla değer ve iş öngörüsü yaratmak ve modern veri ortamlarına geçmeleri için verilerini etkinleştirmelerine yardım eder. Doğrudan veya dünya çapındaki bir iş ortakları ve servis sağlayıcıları ağı ile sunulan çözümler ve servislerle Commvault çözümleri, veri koruma ve kurtarma, bulut, sanallaştırma, arşiv, dosya senkronizasyonu ve paylaşımında endüstrinin lider portföylerinden birini oluşturuyor. Bağımsız ve güvenilir bir uzman olarak Commvault, teknoloji vizyonu, yenilikçiliği ve icracılığı için müşterilerden ve nüfuzlu üçüncü partilerden övgüler almaktadır. Donanım işi veya diğer iş gündeminin cazibesine kapılmaksızın Commvault’un sadece veri yönetimine odaklanması, yerinde (on-premise) olarak, mobil platformlarda, bulutta dağıtılan ve bir-servis-olarak sunulan çözümlerin, tüm endüstrilerdeki her boyuttan şirket tarafından kullanılabilmesini sağlıyor. Dünyanın her yerindeki pazarlarda oldukça nitelikli bireylerden oluşan 2,700 kadar çalışana sahip olan Commvault, NASDAQ (CVLT) borsasında halka açık bir şirkettir ve genel merkezi ABD’de Tinton Falls, New Jersey’dedir. Commvault hakkında daha fazla bilgi edinmek için — ve sizin için veri çalışmalarınıza nasıl yardımcı olabileceğini görmek için — commvault.com’u ziyaret edin.

# # #

Commvault’un Güvenli Liman Beyanı
Müşterilerin sonuçları buradaki ifadelerden maddi olarak farklı olabilir; Commvault tüm müşterilerin yukarıda ifade edilen kazançları elde edebileceğini garanti etmez. Bu basın bülteni ileriye yönelik ifadeler içerebilir, bunların arasında rekabet faktörleri, yazılım ürünleri ve ilişkili servislerin geliştirme, üretim, pazarlama ve satışının doğasında olan zorluklar ve gecikmeler, genel ekonomik şartlar ve benzerleri gibi risklerin ve belirsizliklerin söz konusu olduğu finansal tahminlere ilişkin ifadeler olabilir. Commvault'un geleceğe ilişkin inançları, planları, beklentileri veya amaçları, 1933 Menkul Kıymetler Kanunu’nun 27A bölümünde ve 1934 Menkul Kıymetler Borsası Kanunu’nun 21E bölümündeki düzenleme kapsamındaki geleceğe yönelik ifadelerdir. Bütün bu ileriye yönelik ifadeler, 1995 Menkul Kıymetler Davası Reformu Kanunu’nun güvenli liman hükümlerine uygun olarak sarf edilmiştir. Gerçek sonuçlar beklenen sonuçlardan maddi olarak farklı olabilir. Commvault, ileriye yönelik beyanlarını güncellemeyi taahhüt etmez. Herhangi bir ürün sürümünün geliştirilmesi ve zamanlamasının yanı sıra özelliklerinin veya fonksiyonlarının herhangi biri bizim takdirimize kalmıştır.

©1999-2017 Commvault Systems, Inc. Bütün hakları saklıdır. Commvault, Commvault ve logosu, "C hexagon” logosu, Commvault Systems, Solving Forward, SIM, Singular Information Management, Commvault OnePass, Commvault Galaxy, Unified Data Management, QiNetix, Quick Recovery, QR, CommNet, GridStor, Vault Tracker, InnerVault, Quick Snap, QSnap, IntelliSnap, Recovery Director, CommServe, CommCell, ROMS, APSS, Commvault Edge, Commvault GO ve CommValue, Commvault Systems, Inc.’in tescilli markaları veya kayıtlı tescilli markalarıdır. Diğer bütün üçüncü parti markalar, ürünler, servis isimleri, tescilli markalar veya kayıtlı servis markaları, sahiplerinin mülküdür ve sahiplerinin ürün veya servislerini belirlemek için kullanılırlar. Tüm özelliklerin haber vermeden değiştirilebilmesi söz konusudur.

Yazan: Ersin Uyar, HPE Aruba Ülke Müdürü

Yaşam ve iş arasında var olan geleneksel sınırlar, asıl olarak ‘BT’nin tüketicileştirilmesi’ trendi nedeniyle, bir taraftan da kurumlara ve çalışanlara sağladığı bu esneklik nedeniyle sonsuza dek yeniden çizildi. E-postalar artık yığılmıyor, anlık iletiler birkaç saniyede cevaplanıyor ve uygulamalar hareket halindeki mobil kullanıcılar için uygun hale getiriliyorlar.

Daha az iyi bilinen şey, bugünün kurumları üzerinde mobilitenin kazançlarının boyutudur. Aruba’da biz, bu gelişmeleri ölçmek için genellikle şu soruları sorarız: İşgücüm ne kadar üretken? Mobilitenin işe eleman alma ve elemanı elde tutmaya etkisi nedir? Mobilite kazançları, her yaştan çalışanlar arasında eşit şekilde mi dağılıyor?

İşte bu nedenle kısa bir süre önce Economist Intelligence Unit (EIU) ile global bir işgücü mobilitesi üzerine bir çalışma yaptık. Söz konusu çalışma, çalışanların kuruma bağlılığını artıran ve kurumun finansal sonuçlarını destekleyen mobil optimizasyonu teknolojilerine yapılan yatırımın kazançlarına ilişkin faydalı bilgiler sağladı.

GenMobile Yaşı Olmayan Bir Nüfus Kesimidir
İlk olarak çalışma, Y kuşağının mobilite özelliklerinden en fazla faydayı sağladığı şeklindeki yanlış bir kanıyı ortaya çıkardı. Bu kanı açıkça yanlış.

Bunun yerine araştırma, 18-65 yaş aralığındaki çalışanların, mobilite ve mobile uygunlaştırılmış işyerlerinin önemi konusunda son derece benzer yaklaşımlara sahip olduklarını gösteriyor.

Bulgular arasında şu da var: Çalışanların yüzde 100’ü bir akıllı telefona sahip, ya işverenin verdiği akıllı telefonu veya her ikisini birden kullanıyorlar.

Başka bir ifade ile tüm çalışanlar şimdi, doğum yılı yerine mobil cihazlara yatkınlıkları ile en iyi tanımlanan yaşsız bir nüfus kesimi olan GenMobile’dırlar.

Hangi teknolojinin işlerini etkilediğini düşünen karar vericiler için bu GenMobile bulgusu abartılmamalıdır. Her çalışan mobil özelliklidir, bir kurumun bunun avantajını kullanıp kullanmamasının iş performansı üzerinde doğrudan bir etkisi vardır.

Açıkçası bu bulgular, işyerinde mobilitenin uygun hale getirilmesinin, kurumsal başarı açısından şimdi stratejik bir zorunluluk olduğuna işaret ediyor.

Mobile Uygunlaştırma Þimdi Wi-Fi’nin Ötesine Gidiyor
İkinci olarak, işyeri mobilitesini uygunlaştırmanın, yüksek performanslı bir Wi-Fi sağlamanın ötesine geçtiğini anlamak önemlidir. Bu, her kurumun yenilikçi olması için temel bir gereksinim olan ve üniversite kampüslerinde bulunan yaratıcılık ve işbirliği ruhunu güçlendiren araçların ele alınması ve bunların organizasyonunuzda yaygın bir şekilde hazır hale getirilmesi ile ilgilidir.

Örneğin çalışmamız, öncü mobil şirketlerin, ayak üstü sohbetlerini verimli bir grup aktivitesine dönüştürmeye izin veren Skype for Business gibi çalışma esnekliği ve işbirliği sağlayan araçları sağlamada iki kat daha iyi olduklarını gösterdi.

Ayrıca, her yerde her zaman aynı masayı birkaç kişinin paylaşması (hot desking) gibi işyeri tasarımlarını desteklemede üç kat daha iyiler. Böyle işyerleri, çalışanlara belirli bir günde belirli bir proje için uygun olanlarla etkileşimde bulunma seçenekleri sunuyor.

Mobile uygunlaştırılmış şirketler başka avantajlara da sahipler, bunlardan bazıları şunlardır:
• Çalışma/yaşam dengesinde 1.5 kat daha iyi.
• Yenilikçiliği ve yaratıcılığı desteklemede 2.5 kat daha iyi.
• Çalışanlarından en fazlasını elde etmede iki kattan daha iyi.

Yılda Kişi Başına 320 Saat Kazanç
Çalışma, şirketlerin güçlü bir mobil ortamdan bekleyebilecekleri verimlilik kazançları hakkında ne söylüyor? Oldukça çok şey.

Mobilite için uygunlaştırılmış şirketlerde, sekiz saat süren projeler yaklaşık yedi saatte tamamlanıyor. Bu, organizasyonun boyutu, tipi veya bölgesi ne olursa olsun, kişi başına yaklaşık bir saat veya %16’lık net bir kazançtır.

Buna göre, sekiz saatlik bir işgünündeki yüzde 16’lık verimlilik kazancı, standart tatillerde göz önüne alındığında yılda 320 saatlik bir kazanç sağlar. Bu, çalışan başına sekiz haftadan fazla bir sürenin kazanılması demektir.

Bu ölçekte bir kazanç çok büyüktür. 10,000 çalışanı olan global bir organizasyon için bu verimlilik kazancı yılda 3.2 milyon saat veya 80,000 haftadır.

Üst Düzey Yetenekleri Çekme ve Elde Tutma Üzerine Etkiler
Verimliliğin ötesinde, işverenlerle konuştuğumuzda genellikle yenilikçiliği teşvik etmek için doğru yeteneği çekmenin ve elde tutmanın önemine değiniyorlar. Ana piyasalarda rekabet oldukça sert. Bazı kurumlar, en iyi çalışanlar için sürekli mücadele etmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar.

Çalışmamız bunun nedenlerini de gösteriyor. Genelde mobilite cephesinde yer alan şirketler, çalışanları çekmede üç kat daha iyiler. Ayrıca elemanları elde tutmada daha yüksek oranlara sahipler, %21 daha fazla çalışan sadakati bildiriyorlar.

Çalışanlar açısından bakıldığında, bütün çalışanların dörtte biri (%25), güçlü mobilitenin bir işi kabul etmede ana faktör olduğunu söylüyorlar. Bölgesel olarak bu etki daha da artabiliyor. Örneğin, çalışanların üçte biri, mobilitenin karar vermede en önemli faktör olduğunu söylüyorlar, oran Almanya’da (%36), Japonya’da (%38).

Bu, en iyi yetenekli çalışanlara sahip olmanın, mobiliteye uygunluk gerektirdiği anlamına geliyor. Aynı şekilde mobilitenin sınırlandırılması da, mevcut çalışanların sınırlanması – veya hatta işten soğutulması – anlamına geliyor.


“Mobile-first” işyerlerinin yaratılmasının vurgulanmasına rağmen, araştırmamız, bütün şirketlerin sadece yüzde 11’inin mobile uygunlaştırılmış olduğunu gösteriyor. Aksine, organizasyonların %50’si, mobilitede eğrinin arkasında kalmaya karar vermişler.

Mobilite liderleri için bu, kitlenin önünde kalmak için yatırımların sürmesi gerektiği anlamına geliyor. Yenilikleri benimsemek ve var olan sistemleri en üst düzeye çıkarmak da aynı oranda önemlidir.

Diğer bütün şirketler, yaklaşımı değiştirerek önemli kazanımlar elde etmeyi sürdürüyorlar. Mobiliteyi geliştirmek için yapılan dikkatli ve stratejik yatırımlarla, rakiplere göre pazardaki konumunu iyileştirmek için büyük fırsatlar elde edilebiliyor.

[Hannover, Almanya, 2017] Huawei ve Commvault, Hannover, Almanya’da gerçekleştirilen CeBIT 2017’de Hibrit Bulut Yedekleme Çözümünü sundular. Ürün, kurumların özel veri merkezlerinin temel verilerini Commvault yazılımını kullanarak Huawei’nin herkese açık bir bulut platformuna verimli ve güvenli bir şekilde yedeklemelerine izin veriyor. Çözüm, yedeklenen verilerin bakımını basitleştirirken, müşterilerin veri yedekleme yatırımlarını da önemli ölçüde azaltıyor. Ayrıca, hızla büyüyen kurumları desteklemek için on-demand depolama kaynakları da sağlıyor, böylece kurumların bütün kritik verilerinin üst seviyede bir güvenlikle ve her zaman hazır olacak şekilde, planlamasız ve bakımsız yedekleme depolaması elde etmelerine izin veriyor.

Kendi mekanlarında veri yedeklemenin tersine, bu mekan dışında yedekleme çözümü uzaktan felaketten kurtarma da sağlıyor, böylece Huawei’nin herkese açık bulutları, düşük maliyetli ve olağanüstü veri dayanıklılığı ile birlikte, uygun, büyük kapasiteli nesne depolaması sağlamasına da izin veriyor. Çözüm ayrıca, kurumsal verilerin güvenliğini garanti etmek için şifrelenmiş iletim ve statik veri şifrelemesini destekliyor. Hibrit Bulut Yedekleme Çözümü şu anda Huawei ve Deutsche Telekom tarafından birlikte oluşturulan Open Telekom Cloud’a da uygulanabiliyor.
Huawei, BT Depolama Ürün Serisi başkanı Meng Guangbin: “Veriler işletmeler için hayati öneme sahip varlıklardır. Veri varlıklarının değerini korumak ve artırmak her zaman zorlu bir konudur. Huawei ve Commvault, işbirliklerini 2012'nin başlarında başlattılar. Veri koruma alanında teknoloji yenilikçiliği üzerine birlikte çalışıyoruz. Huawei depolama donanımı ve Commvault yedekleme yazılımının ortak sunumu, son yıllarda tüm dünyada büyük bir pazar başarısı elde etti. Verilerin, özel bir bulut ile herkese açık bir bulut arasında özgürce ve güvenli bir şekilde dolaşmasını sağlamak ve iş gelişimini gerektiği gibi herhangi bir zamanda karşılamak için Huawei ve Commvault, veri yedekleme yeteneklerini hibrit bulut senaryolarına genişlettiler. Þimdi, bu çözüm Open Telekom Cloud'da da kullanıma hazır” dedi.

Commvault EMEA, İleri Çözümler Grubu Bölge Başkan Yardımcısı Osgar de Laat da bu konuda şunları ifade etti: “Karma bir ortamın önümüzdeki yıllarda norm olması muhtemel olduğundan, iş yüklerini bulut(lar) ve kurum içi veri merkezleri arasında kolayca ve basitçe hareket ettirme yeteneğinin kritik önemde olduğu çok açık. Önümüzdeki birkaç yıl şirketlerin iş avantajlarının yanı sıra karmaşıklığı da getiren bir seçenek olarak çok bulutlu karma ağa da yöneldiklerini göreceksiniz. Bunun, sadece kullandığınız kadarı için ödeme yapmanın ötesinde bir takım başka avantajları da vardır. Doğru yazılımı seçmek, buluta yedekleme yapmanıza ve gerekirse, anında VM formatına dönüştürerek aynı buluta tekrar geri yüklemenizi sağlayacaktır. Bu tür bir fonksiyon Felaketten Kurtarma maliyetlerini önemli ölçüde düşürebilir, bulut Geliştirme ve Testi'ne izin verebilir ve ayrıca uygun iş yükleri için geçiş işlemlerini basitleştirebilir ve risksiz hale getirebilir.''

--SON—


Huawei Hakkında
Huawei, önde gelen bir bilgi ve iletişim teknolojisi (ICT) çözümleri sağlayıcısıdır. Amacımız, sorumlu bir kurumsal yurttaş, bilgi toplumu için yenilikçi ve sektöre katkıda bulunan bir kurum olarak davranarak, daha iyi bir bağlantılı dünya yoluyla hayatı zenginleştirmek ve verimliliği artırmaktır. Huawei, müşteri merkezli inovasyon ve açık iş ortaklıkları sayesinde, müşterilere telekomünikasyon ve kurumsal ağlar, cihazlar ve bulut bilgi işlemde rekabet avantajları sağlayan uçtan uca bir ICT çözümleri portföyü oluşturdu. Huawei'nin dünya genelindeki 170.000 çalışanı, telekom operatörleri, kurumlar ve tüketiciler için maksimum değer yaratmaya çalışmaktadır. Yenilikçi ICT çözümlerimiz, ürünlerimiz ve hizmetlerimiz dünya nüfusunun üçte birinden fazlasını kapsayan 170'den fazla ülkede ve bölgede kullanılmaktadır. 1987'de kurulan Huawei, tamamen kendi çalışanları tarafından sahip olunan özel bir şirkettir.

Daha fazla bilgi için lütfen Huawei - Building A Better Connected World adresinden Huawei'yi ziyaret edin veya bizi şuralarda takip edin:
http://www.linkedin.com/company/Huawei
http://www.twitter.com/Huawei
http://www.facebook.com/Huawei
http://www.google.com/+Huawei
http://www.youtube.com/Huawei

Commvault Hakkında
Commvault , veri koruma ve bilgi yönetimi çözümlerinde lider bir tedarikçidir, dünya çapında şirketlerin daha fazla değer ve iş öngörüsü yaratmak ve modern veri ortamlarına geçmeleri için verilerini etkinleştirmelerine yardım eder. Doğrudan veya dünya çapındaki bir iş ortakları ve servis sağlayıcıları ağı ile sunulan çözümler ve servislerle Commvault çözümleri, veri koruma ve kurtarma, bulut, sanallaştırma, arşiv, dosya senkronizasyonu ve paylaşımında endüstrinin lider portföylerinden birini oluşturuyor. Bağımsız ve güvenilir bir uzman olarak Commvault, teknoloji vizyonu, yenilikçiliği ve icracılığı için müşterilerden ve nüfuzlu üçüncü partilerden övgüler almaktadır. Donanım işi veya diğer iş gündeminin cazibesine kapılmaksızın Commvault’un sadece veri yönetimine odaklanması, yerinde (on-premise) olarak, mobil platformlarda, bulutta dağıtılan ve bir-servis-olarak sunulan çözümlerin, tüm endüstrilerdeki her boyuttan şirket tarafından kullanılabilmesini sağlıyor. Dünyanın her yerindeki pazarlarda oldukça nitelikli bireylerden oluşan 2,000 kadar çalışana sahip olan Commvault, NASDAQ (CVLT) borsasında halka açık bir şirkettir ve genel merkezi ABD’de Tinton Falls, New Jersey’dedir. Commvault hakkında daha fazla bilgi edinmek için — ve sizin için veri çalışmalarınıza nasıl yardımcı olabileceğini görmek için — commvault.com’u ziyaret edin.